29.05.2017
2015’in Merakla Beklenen 100 Filmi
1. Knight of Cups (Terrence Malick)
Terrence Malick’in 2014’te vizyona girmesi beklenen filminin ilk gösterimi ve galası 2015’e ve Berlin Film Festivali’ne kısmet oldu… Christian Bale’in film çekimleri esnasında yönetmenin kendilerine her gün sadece kendi rollerinin bazı kısımlarını verdiği, pek çok sahnede onları bihaber bıraktığı ve olan bitene çekim esnasında tamamen hakim olamadığı itiraflarını takiben, festival öncesi çıkan nefis ve sersemletici fragmanıyla 2015’in hatırı sayılır filmlerinden biri olacağını çoktan kanıtladı.
2. Silence (Martin Scorsese)
Scorsese’nin manik ve biraz yorucu son filmi The Wolf of Wall Street’ten sonra heyecanla beklenen yeni yapımının bir kitap uyarlaması, uzun süredir proje kapsamında olan bir Sinatra filmi, bir avuç belgesel veya bir TV dizisi olduğu söylentileri piyasadayken o, emektar ekibini (senarist Jay Cocks, yapım tasarımcısı Dante Ferretti ve editor Thelma Schoonmaker) toplayıp, Shûsaku Endô’nun Silence romanının uyarlamasıyla yeni yılda karşımıza çıkıyor. 20. yüzyılın en güzel romanlarından “Silence” bir cizvit olan Sebastião Rodrigues’in 17. yüzyıl Japonya’sındaki maceralarını anlatıyor. Oyuncu kadrosu Andrew Garfield ve Adam Driver gibi genç isimlerden oluşuyor.
3. Untitled Crime Drama (Steve McQueen)
Büyük bir ihtimalle çıkışı yıl sonuna kadar ancak yetişebilecek bu filmin konusu İngiliz dizisi Widows’tan ilham alıyor: Kocaları aynı soygun işinde ölen dört dul kadının bir araya gelerek kocalarının yarım bıraktığı işi devralmaları… “Çağdaş, dokunaklı ve gerçekçi bir gangster filmi” olarak şimdiden sesini duyurmaya başladı.
4. Carol (Todd Haynes)
Mildred Pierce filminden dört, I’m Not There filminden sekiz yıl sonra Todd Haynes’in Carol ile beyazperdeye dönüşü. Kendi sözleriyle “en umulmadık mekân ve zamanda, genç bir adam ve ondan yaşça büyük bir kadının saf ve basit aşk hikâyesi”. Ve tabii ki oyuncular Cate Blanchett ile Rooney Mara olunca ortaya listenin en sağlam adaylarından biri çıkıyor.
5. That’s What I’m Talking About (Richard Linklater)
87. Oscar Ödülleri’nde Boyhood ile en iyi yönetmen ve en iyi film adaylıklarını kapan Richard Linklater hiç hızını kesmeden, Dazed and Confused’un ruhani devam filmi niteliğindeki That’s What I’m Talking About ile beyazperdeye geri dönüyor. Film 80’lerde genç bir beyzbol oyuncusunun üniversite ve yeni oda arkadaşlarıyla tanışma macerası üzerine. Tam da Boyhood’un bıraktığı noktadan devam da diyebiliriz.
.
6. The Hateful Eight (Quentin Tarantino)
İnternet ortamına sızan senaryo başta Tarantino’yu çok üzmüş ve filmi çekme fikrinden vazgeçirmişse de, hayranlarını sevindiren haber ve sürpriz eklenen son bölümüyle (!) heyecanla beklenen Western…
7.St. James Place (Steven Spielberg)
Dahi Coen Biraderler tarafından yazılan ve sinemanın devlerinden Steven Spielberg tarafından yönetilen filmin oyuncuları Tom Hanks, Amy Ryan ve Alan Alda. Bu kadar referans bile listeye girmeye yeter de artar. Spielberg’ten bu gerçek dünya politikaları ve sorunlarına dönüş filminde; CIA tarafından, Soğuk Savaş döneminde düşürülen bir Amerikalı pilotu kurtarmak için görevlendirilen avukat James Donovan’ın hikayesi.
.
8. Midnight Special (Jeff Nichols)
Yönetmenin başarılı Take Shelter ve Mud adlı yapımlarını takip eden bu bilimkurgu filmi, sekiz yaşındaki üstün güçlere sahip oğlunu dini bir tarikatın ve gizli hükümet güçlerinin ellerinden çaresizce kurtarmaya çalışan bir babanın hikâyesini işliyor. Michael Shannon’ın yanında filmin diğer yıldızları Kirsten Dunst, Joel Edgerton ve Sam Shepard.
9. The Lobster (Yorgos Lanthimos)
Dogtooth ve Alps filmlerinin dahi yönetmeni Yorgos Lanthimos, oyuncular Colin Farrell, John C. Reilly, Ben Whishaw, Rachel Weisz, Léa Seydoux, Olivia Colman, Ariane Labed, Angeliki Papoulia, Ashley Jensen, Michael Smiley ve Jessica Barden ve ilginç konusuyla (kendilerine ortak arayan bir grup işadamı eğer uygun ortak bulamazlarsa birer hayvana dönüşeceklerdir) bu film Cannes açılış filmi olmaya büyük aday.
10. The Sea of Trees (Gus Van Sant)
Elephant, Milk, Paranoid Park, Good Will Hunting gibi filmleri bize kazandıran yönetmeninin adı ve Matthew McConaughey, Ken Watanabe, Katie Aselton ve Naomi Watts gibi yıldızların referansı bile yeterli olabilecekken, filmin ilginç konusu da ilgiyi arttırıyor; Japonya’daki -İntihar Ormanı olarak da bilinen- Aokigahara Ormanına giderek hayatına son vermeye karar veren bir Amerikalının bu ilginç yolculuğu esnasında aynı amaçla ormana gelmiş olan bir Japon’la tanışma hikâyesi… 2015’in en heyecan verici filmlerinden biri olacağı kesin!