29.12.2017

58. Selanik Uluslararası Film Festivali Yaklaşırken

Açılış Filmi

Çok yakında komşu ülkelerden birinin sevimli bir şehrinde sinema şöleni başlayacak. Önce Ege Denizi’ne oradan Yunan tanrılarının evi Olympos dağına yüzünü dönmüş Selanik bu yıl 58. kez uluslararası film festivaline ev sahipliği yapacak. Festival 2 Kasım’da Berlinale’den Altın Ayı ödülü ile dönen Macar kadın yönetmen ve yazar Ildikó Enyedi‘nin On Body and Soul (Teströlés Lélekröl- Ülkemizde Beden Ve Ruh adıyla gösterilmişti ) filmi ile başlayacak. Mezbaha sahnelerinin zaman zaman güçlükle izlendiği filmi için bakın Enyedi neler diyor: İzleyiciye bir bardak su kadar basit bir film sunmak istiyorum ama aynı zamanda bu riskli bir iş. Fakat tüm arkadaşlarım bu filme inandılar ama izleyicinin onlara  katılıp katılmayacağını bilmiyorum  çünkü bu filmi  sadece kalbinizin cömertliği  ile anlayabilirsiniz.

Enyedi aynı zamanda festivalin konuğu da olacak. Böylece sinema meraklıları hem onun yaptığı diğer filmleri izleyebilecekler hem de kendisi ile tanışma fırsatını bulacaklar. Yönetmenin ölümle adeta flört eden bir adamın hikâyesini anlattığı filmi Simonthe Magician (1999 ‘da Locarno Film Festivali’nde Altın Leopar’ı almıştı ), 1994 yılında yaptığı Magic Hunter  ve siyah beyaz My Twentieth Century ( 1989 Cannes’da Camerad’Or ödülünü almıştı) gösterilecek diğer filmleri.

50’lerde Hollywood’da Bir Kadın Başkaldırısı

Selanik bu yıl Avrupa’nın bu oldukça ilginç kadın sesinden başka bir de geçmişten bir başka önemli ve de cesaretli kadın yönetmenin sinemasına perde açıyor. Bu sinemacı 1950’li yılların  erkek egemen söyleme hakim Hollywood sinemasında tabu konulara değinen filmler çeken ilk kadın Ida Lupino (İngiliz yönetmen, yazar, oyuncu -1918-1995).

Lupino bakın kendini nasıl tanımlıyordu. Deli olduğumu söylüyorlar. Maymun iştahlıyım, sersemim. Bırakalım konuşsunlar. Ben kabul edebilirim. Sadece bir kişi beni incitebilir. Onun ismi Ida Lupino. Ida içinde küçük siyah bir şeytanın olduğuna inanıyordu. Bazen o şeytanla kavga etmesi gerekiyordu. Bu feci bir kavgaydı. Bir gün kaybedeceğim diyordu. Onun heyecanla dolu sesi  1995’te Los Angeles’te sustu. Festivalde Lupino’nun üç filmi gösterilecek.

Lupino’nun filmleri sosyal melodramın normlarını değiştirdi. Kadınsı ve yıkıcı bir bakış açısı ile insan davranışının karanlık yönlerini keşfe çıktı. Yönetmenin 1949 yılında yaptığı ve tıpkı kendisi gibi çocuk felcini yenmeye çalışan genç bir dansçının hikâyesini anlattığı Never Fear, gerçeklere dayanan 1953 yapımı The Hitchhiker kibir kadın tarafından yönetilen ilk  (film noir) kara filmdir, iki eşli bir adamın hikâyesini anlatığı ve kendisinin de oynadığı The Bigamist ( 1953) filmleri bu öncü ve cesur kadını izleyicilerle buluşturacak.

Selanik Film Festivali’nde de diğer festivallerde olduğu gibi gösterimler sonrasında oldukça yoğun geçen Q&A – Soru&Cevap bölümleri oluyor. Bu bölümde hem festival için çalışanların  hem de izleyicilerinbilgi içeren sorular sorduklarını da söylemeliyim. On yıldan fazladır takip ettiğim festivalde bu soru cevap bölümleri bazen yönetmenle özel olarak görüşmeme gerek bıraktırmayacak dolulukta geçer. Balkan coğrafyasında Türkiye sinemasının gelişimi diğerlerinden bir adım önde ama izleyicilerin merakı Selanik’te buradakinden çok daha farklı.

2 Kasım- 12 Kasım arasında film meraklıları Selanik limanı ve Aristoteles Meydanı arasında ellerinde festival kitapçıkları, biletler  koşturup duracaklar. Festival şehre tatlı bir heyecanla geliyor. Sokaklarda kafelerde bir film yönetmenine, oyuncuya ya da yapımcıya rastlamak, belki beraber bir kahve içmek  hiç de zor değil. Şehir küçük, festival merkezi dar bir alanda . Sinemacılar, festival için çalışanlar , izleyiciler sanki kocaman bir ailenin üyeleri gibi  bir arada.  Ve Selanik şehri her yıl olduğu gibi bu yıl da  bu geniş aileye ev sahipliği yapacak.

Sinemamızdan Selanik Film Festivali’ne

Festivalin Türkiye’li sinemacıları ilgilendiren en önemli bölümü bölgenin sinemasına kuvvetli bir ışık tutan Balkan Survey. Bu bölüm filmler aracılığı ile bölge sinemacılarına ve izleyicilerine bir iletişim platformu oluyor. Balkan Survey’in programını yapan Dimitris Kerkinos ülkemizdeki sinemacılar ve gazeteciler tarafından çok iyi tanınıyor. Balkan ülkelerinin sinemasını yakından takip eden Kerkinos ülkemiz sinemasının da yakın takipçisi. Kendisi ile sanki Türkiye’de yaşıyormuş gibi sinemamız üzerine sohbet edebilirsiniz. Bu yıl bu bölümde on beş  film gösterilecek.

Balkan Survey’in programında sadece uzun metrajlar değil aynı zamanda kısa filmler de var . Ayrıca bu yıl Balkan Survey’e ana programın yanı sıra “Kelimelerden Görüntülere Balkan Edebiyatı ve Sineması” temalı bir alt program da  dahil edilmiş. Bu bölümde Türkiye’yi geçmişten bir film temsil edecek. Necati Cumalı’nın bir hikâyesinden Metin Erksan’ın yönetmenliğini yaptığı Susuz Yaz, Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi romanından esinlenerek Grant Gee’nin 2015 yılında yaptığı Innocence of Memories belgeseli de bu bölümde gösterilecek. Belgesel İstanbul’daki Masumiyet Müzesi’nin dünyasına  bir rehber niteliğinde yapılmış.

Geçen yıl Balkan Survey’in programında ZekiDemirkubuz’a ayrılmış bir bölüm vardı.Bu yıl ise Kazım Öz Zer ile festivalde konuk olurken Semih Kaplanoğlu’nun da Tohum’u Selanikli sinemaseverlerle buluşacak.

Selanik’te Yeni Bir Sinema Deneyimi

Yunanistan ve Balkanlar’da ilk defa bu yıl 58. Selanik Uluslararası Film Festivali’nde Sanal Gerçeklik ( Virtual Reality VR) fimleri yarışması yapılacak. Sırbistan Film Merkezi tarafından desteklenen yarışmanın en iyi film ödülü 3000.-Euro. On film şehrin merkezinde yeni açılan bir mekanda izleyici ve jüri ile buluşacak. Yarışmanın jürisi üç kişiden oluşuyor. Edinburgh Film Festivali proje müdürü Emma Boa,  Yunanistan’dan Nitra Galerisi’nin yöneticisi sanat tarihçisi Aliki Tsirliagou, gene Yunanistan’dan Lifo.gr sitesinin editörü Aris Dimokidis. Festival yönetimi bu yeni sinema anlayışından örneklerin genişleyerek 20. Selanik Belgesel Festivali’nde de izleyici ile buluşacağını da duyurdu. Sanal Gerçeklik Filmleri yarışmasında yarışacak filmler ve yönetmenleri ise şöyle:

Bloodless – Gina Kim (Güney  Kore, 2017, 12’)

Dolphin Man VR- Benoit Lichté (Fransa, 2017, 10’)

EWA, Out Of Body – Johan Knattrup Jensen (Danimarka 2016, 8’)

Kinoscope -Clement Léotard& Philippe Collin (Fransa, 2017, 9’)

Lifeline – Victor Michelot (Fransa, 2017, 6’)

Notes on Blindness -James Spinney & Peter Middleton (Fransa – UK, 2016, 20’)

On Sight -Pablo Mahave Fernandez (USA  2016, 5’)

Proxima – Mathieu Pradat (Fransa, 2017, 9’)

SergentJames-Alexandre Perez (Fransa, 2017, 7’)

We Who Remain – Sam Wolson& Trevor Snapp (Sudan-USA, 2017, 12’)

Festivalin birbirinden farklı dört afişi bu yıl sinemanın ve görüntünün temel öğesi olan kadraj fikrinden yola çıkarak hazırlandı. Bir film karesinin içinde küçük büyük mucizeler yaratılır. Her film karesi ya da  her çekim nesnel gerçeklikten farklı bir sanatsal üretimdir der Rudolf Arnheim .Albert Einstein’a göre geçmiş, bugün ve gelecek arasındaki ayrım sadece inatçı bir yanılsamadır, ne kadar kalıcı olsa da. Afiş fotoğraflarının ışık ve atmosfer olarak özellikle festival zamanının özelliklerini de yansıtmasına özen gösterildi. Fotoğraflar Simos Saltiel tarafından Thermaikos Gulf, şehrin batısı,  şehir merkezi ve Aretsou’daki iskelede çekildi.