25.03.2019

Nokta – 106

The Square (2017)

Uzun zamandır yılın en iyi filmi olarak lanse edilen The Square, akla gelmiş bir sürü fikri, geçmişten bazı anıları birleştirip Buñuelvari bir film yapma hevesiyle çekilmiş, kendisini sandığı kadar zeki olmayan bir film. Bir arkadaşımın başına şu gelmiş diyerek film çekmek iyi fikirmiş ama. Yapalım bir ara.

Ghost Stories (2017)

İzledikten birkaç ay sonra çok fazla hatırlamayacağınız, bir Alacakaranlık Kuşağı veya bilimkurgusuz Black Mirror bölümü.

Eighth Grade (2018)

Modern çağda sosyal medya; kendisi de çocuk yaşta youtube sayesinde ünlü olan komsedyen Bo Burnham’ın stand-uplarında da takıldığı bir mesele. Artık tüketen değil üreten olma şansı verilmiş genç dimağların üretmek zorunda hissetmelerinin kalıcı hasarı ergenlik travması yaşayan bir genç kızın gözünden izletmeyi tercih etmiş. Ancak ben stand-up’larındaki sert tavrı, küçük sıcak bir ilk filme tercih ederim. Zira Burnham bundan çok daha fazlası. Bunu ilerleyen zamanlarda da göreceğiz.

That Sugar Film (2014)

Avusturalyalı komedyen Damon Gameau, Super Size Me (2004)’de Morgan Spurlock’un Fast Food’un zararları üzerine yaptığı deneyin bir benzerini şeker ile yapıyor. Genel olarak bildiğimiz ancak unutmayı tercih ettiğimiz gerçeklerin kategorize edilmiş bir şekilde önümüze sunulması ile hafızamıza bir çizik atılmasını önemli buluyorum. Birilerine ilham olması dileği ile izlemenizi salık veriyorum.

Willow (1988)

Kült kabul edildiği ve George Lucas imzası olduğu için bu çocuk filmini uzun zamandır izlemek istiyordum. Galiba biraz fazla beklemişim. Beş yaşındayken keyif alabilirdim.