06.12.2019
Filmler Kimin İçin Çekilir?
Biz sinemaseverlerin büyük bir coşkuyla katıldığı ve sınırlı süresi boyunca onlarca film izleyerek kısa bir süre de olsa hayatın karmaşasından kurtulmamızı sağlayan film festivallerinin büyük çoğunluğunda her zaman irili ufaklı tartışmalar yaşanabilir. Bu durum festivallerin doğasında vardır adeta. Jürinin filmlere layık gördüğü ödüllerin hakkaniyetli olarak verilmemesi düşüncesi, bu tartışmaların en bilinen türüdür. Nitekim kısa süre önce gerçekleştirilen 56. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Zeki Demirkubuz’un başkanı olduğu jürinin yarışma filmlerinden biri olan “Bozkır”ı tam 10 ödüle layık görmesi de yakın zamanda festivaldeki tartışmalara dair en güncel örnektir.
Bu olayın üstünden çok uzun bir süre geçmeden 28 Kasım-1 Aralık 2019 tarihleri arasında gerçekleştirilen 7. Kayseri Film Festivali‘nde her şey normal seyrinde giderken bir tartışma yaşandı. Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması’nda Aidiyet filmiyle yarışan yönetmen Burak Çevik‘in festivalin ikinci gününde atmış olduğu tweet de normal seyrinde ve coşkuyla giden festivalde her şeyi tersine çevirdi ve bir anda çeşitli tartışmaları alevlendirdi. Öncelikle Burak Çevik’in kendisine haksızlık yapıldığını ifade ettiği tweet’ine göz atalım:
https://twitter.com/bu_cevik/status/1200477790203793409
Burak Çevik tweet’inde kısaca, yarışmada yer alan filminin festival yönetimi tarafından jüri üyelerine sinema salonu yerine açıklanmayan bir yerde web linki üzerinden izletilmek istendiğini fakat kendisinin, filminin yerinin sinema salonu olduğunu belirtiyor. Bu tweet’ten kısa bir süre sonra ise yönetmene destek amaçlı mesajlar yağdı ve festivalin herhangi bir açıklamasını beklemeden olayı tek taraflı olarak görüp festivali linç etmeye kalkanlar oldu. Tweet’in ertesi günü ise festival yönetimi tarafından bir açıklama metni paylaşıldı. Yapılan paylaşımda da festival kendini savunan bir açıklama yaparak festival yönetmenliğinin 7. maddesinde yer alan “Yapımlar izleyiciye ve seçici kurula festival yürütme kurulunun uygun göreceği salonlarda ve yaptığı izlenceye göre sunulur. Festival süresince yapılan gösterimler için (televizyon hariç) filmlerin yapımcılarından ayrıca izin alınmaz.” maddesine dayanılarak festival kararıyla yapımlar, tüm jüri üyelerinin hazır bulunduğu ve teknik imkanlarla donatılmış özel bir salonda gösterildiğini belirtti.
Yapılan her iki açıklamanın ilki olan Burak Çevik’in açıklamasına bakıldığında yarışma jürisinin web linkinde yer alan filmi sanki kendi bilgisayarları üzerinden odalarında rahat rahat izlediği gibi bir sonuç çıkabilir ve bu yönüyle de yönetmen haklı gibi görülüyor. Buna karşılık festivalin yaptığı açıklamada ise işin böyle olmadığı ve standartlara uygun bir şekilde filmlerin jüri üyeleri tarafından izlenerek 7. maddedeki açıklamada yer alan filmin izlenme tarzının yapımcıdan izin alınmayacağı cümlesi de bu noktada yönetmen Burak Çevik’i haksız çıkarıyor. Bunun nedeni ise yönetmenin, festivale filmini göndermeden önce festival yönetmeliğini okuyup ve altına imza atarak festivale başvurusunu yapması. Bunu bile bile filminin izlenmesi için web linkini paylaşmaması da doğal olarak jürinin filmi izleyememesine ve film hakkında bir karara varamamasına neden oluyor.
Yaşanan tüm bu sürecin ardından yönetmen Burak Çevik’e ise şu sorular sorulabilir:
1- Aidiyet filmi jüri üyeleri tarafından yönetmenin istediği gibi sinema salonunda izlenseydi o ana kadar web linki ile izlenen diğer yarışma filmlerinin yönetmenlerine haksızlık yapılmış olmaz mıydı ve Burak Çevik’in vicdanı daha mı rahat olurdu?
2- Festivale başvuru aşamasında festival yönetmenliğinin altına imza attıktan sonra festival devam ederken oyunun kurallarını değiştirmek isteyerek şartların kendi filmi lehine esnetilmesini talep etmek ne kadar etik?
3- Yaşanan tüm bu süreç sert bir tweet atılmadan önce festival yönetimi ve jüri üyeleri ile bir araya gelinip daha uzlaşmacı bir şekilde konuşulup ortak bir paydada buluşulamaz mıydı?
4- Kendi filmini jüri üyelerinin ısrarla sinema salonunda izlemesini isteyen yönetmen Burak Çevik, sanatsal katkılar güderek çektiği bu filmini festivalde takip etmek isteyen seyirci için mi yoksa jüri üyeleri için mi çekti? Bu noktada filminin jüri üyeleri tarafından izlenip ödül alması seyirciyle buluşmasından daha mı değerli?
5- Yönetmenin 7. Kayseri Film Festivali’nden önce yarışmasında yer aldığı 7. Boğaziçi Film Festivali ve 9. Malatya Uluslararası Film Festivali’nde yarışan filmi web linki üzerinden izlenirken ve durum karşısında herhangi bir tepki ortaya koymuyorken neden 7. Kayseri Film Festivali’ne karşı tepkisini dile getirdi?
Sonuç olarak, her festival beraberinde birçok tartışma getirir ama bunlardan birçoğu tıpkı Kayseri’de yaşanan olayda olduğu gibi incir çekirdeğini doldurmayacak türden tartışmalardır ve karşılıklı anlayışın olduğu diyalog ortamında da rahatlıkla çözülebilir. Dolayısıyla sinemamız ve ülkemizin değerli festivalleri adına daha anlayışlı ve uzlaşmacı olmak Türk Sineması’nı daha ileri taşıyan bir değere dönüşecektir.