41. İstanbul Film Festivali Günlükleri – 2

Utama

Gösterim tarihleri: 12-13 Nisan

Bugün festival günlüğümüzde Sundance’de Dünya Sineması Dramatik Yarışma Bölümü’nde büyük jüri ödülünü alan Utama filmi var. Utama festivalin “Genç Ustalar” bölümünde gösteriliyor. Genç Ustalar, ilk veya ikinci filmini çeken ve dünya sinemasına farklı bir soluk getiren genç yönetmenlerin filmlerinden oluşuyor. Ayrıca bu yıl ilk kez yarışmalı. Jürisi ise sinema öğrencilerinden oluşuyor. Filmler Nespresso Genç Jürisi tarafından Genç Usta Ödülü için değerlendiriliyor.

Yönetmenliğini fotoğrafçı ve görüntü yönetmeni Alejandro Loayza Grisi’nin yaptığı, Quechua dilinde “Evimiz” anlamına gelen utama kelimesiyle adlandırılan film yaşlı bir çiftin kuraklığa rağmen evlerini, yurtlarını terk etmeme hikâyesine odaklanıyor. Bolivya dağlarında yaşayan Virginio ve Sisa yaklaşık bir yıldır yağmurun yağmadığı topraklarda tüm zorluklara rağmen yaşamaya devam etmektedirler. Geleneklere bağlı yaşam, dünyanın başka bir çok ülkesinde olduğu gibi git gide sadece yaşlıları köye bağlıyor. Büyük şehirlerde ise hayat cep telefonlarıyla devam ediyor. Torunları Clever da şehirlerdeki modern hayatın temsilcisi olarak dedesi ve büyükannesinin köy evine ve onların günlük yaşamına dâhil oluyor. Suyun olduğu yerde hayat olsa da yaşlı çiftin ev olarak adlandırdığı topraklardan ayrılmaya niyeti yok. Filmin içinde açıkça anlatılmasa da Utama iklim krizinin etkilerine değinen minimalist bir film. Gözlemci tarzdan da faydalanan Utama’da kullanılan geniş açıyla çekilmiş doğa görüntüleri de dikkat çekiyor. Kuşkusuz bu görüntülerde yönetmenin fotoğrafçı kimliğinin etkisi var.

After Blue (Kirli Cennet)

Gösterim tarihleri: 12-19 Nisan

Başka bir galakside bir gezegen. Ve bu gezegende yaşayanlar sadece kadınlar. Zaman zaman vahşi, zaman zaman erotik ilişkiler. After Blue festivalin “Nerdesin Aşkım” bölümünde gösteriliyor.

After Blue, bir çok festivalde ilgiyle izlenen kısa filmler çeken yönetmen Bertrand Mandico ‘nun ikinci uzun metraj filmi. Avangard bir deney, bir bilim kurgu şiiri, erotik kitsch bir western. Yalnız ergen Roxy, kumların altına gömülmüş Kate Bush adında bir suçluyu serbest bırakır. Roxy, belki kumların altından bir kadını kurtarmakla ona hayat vermiştir ama bu gezegen için iyi mi olmuştur, kötü mü ? Roxy, annesiyle birlikte gezegenin doğaüstü yanlarını keşfedecekleri bir yolculuğa çıkarlar. Bu yolculuk oyuncuların makyajı, kıyafetler, renklerle görsel olarak oldukça çekici ilerliyor. Ayrıca iyilik, kötülük ve ilişkiler üzerine de izleyiciyi düşündürüyor. Bazı izleyicilerin salondan çıkmasına neden olsa da, yönetmen Bertrand Mandico’nun “sinemaya ve kadın oyunculara bir övgü niteliğinde olan, kovboy filmlerinin yapısıyla çocuk masallarının zalimliğini ve bilimkurgunun şiirselliğini ödünç alan tekil ve evrensel bir macera ortaya çıkarmak istedim” dediği filmi sonuna kadar izlemekte fayda var.