30.05.2017

While We’re Young: Hangi Yaşta, Hangi Prosedür?

Karakter yaratma konusunda günümüz ve çağdaş sinemanın dahi yönetmenlerinden biri Noah Baumbach. Yönetmenin kısa filmografisinde karakter yaratısı anlamında en iyilerini gördüğümüz “The Squid and The Whale (2005)”, “Greenberg (2010)” ve geçtiğimiz haftalarda Karakter Mutfağı’nda ağırladığımız “Frances Ha (2012)”yı bir kenara koyacak olursak yönetmen Baumbach, bu anlamda oynadığı tatlı oyununu sürdürmeye devam ediyor. Ancak her yönüyle bizden biri olan ve bütün doğallığıyla bizim onu değil neredeyse onun bizi seyrettiğine inandığımız Frances Ha ile içine düştüğümüz yüksek beklenti, bir nebze de olsa While We’re Young ile düşmüyor değil.

Filminin inşasını bu kez temele oturttuğu tek bir karakter üzerinden değil, bir grup karakter üzerinden yontuyor yönetmen. Her grupta aynı olayın farklı bir yaklaşımını görmeye aşina olduğumuz Noah filmlerinde, bu farklılıkları yine aynı oranda ve iyimserlikle görmeye devam ediyoruz. Çaldığımız her kapıda bu kez farklı bir çift, aynı şehir ve olayı yakaladıkları yeni duruşları ‘hoş geldiniz’ diyor. Yönetmenin Greenberg (2010) ile geride bıraktığı oyuncusu Ben Stiller bu kez bir yönetmen olarak, Cornelia (Naomi Watts) ile hikâyesini kovalamaya başlıyor. Baumbach’ın ufak da olsa yönetmen dünyasına yönelttiği “Yaptığınız işte ne kadar etiksiniz?” ya da “Her şey gerçekten bütün doğallığıyla böyle mi?” soruları ise yol boyu hem Josh’a (Ben Stiller) hem de bize eşlik eden filmsel problemlerden biri. Tâ ki bu eksenin dışında yaşayan bir çiftle karşılaşıncaya kadar: Jamie (Adam Driver) ve Darby (Amanda Seyfried) ikilisi.

Josh’ın sinemasına duyduğu yoğun ilgi ve hayranlığı dile getirerek hikâyenin tam ortasına giriverir Jamie. Kendisi de bir film çekme niyetinde ve kendisinden daha profesyonel olan insanların yardımına ihtiyacı var. Kurmaya çalıştığı dostane ilişkilerin arkasındaki temel gerçeklik bu iken zaten karakter de bu durumu saklama eğilimini hiç göstermez. Zira saklayacağı başka şeyler vardır. Daha doğrusu onu saklamaya iten bizler ve onda bu imajı yaratan sosyolojik faktör bu gizliliği zoraki bir yokuşa sokar. Karakterin belki de içmekten hiç mi hiç zevk almayacağı bir bardak çay ona iteleye iteleye içirilir. Kussa yeri midir, evet yeridir.

Bir hipsterın bulunduğu kültürü benimsemesinde belki de en başat etkenlerden biridir kahveye ve kahve kültürüne duyulan haz! Bunu yazmamızda, öyle boş bir karalama anına denk düşme yok. Bu kültür, uyarlayıcıları yoluyla aslında yanlış bilinen bir gerçeğe doğru hızla adım attı. Hipsterlar kahveye bayılır, kahvesiz yapamaz ve baristalık en sevdikleri meslek dalı. Ha bir de unutmadan modernize olmuş bir Marx sakalı bırakmak şart. Bu listeyi daha da uzatmak mümkün ancak şöyle kısa bir anekdot geçecek olursak, ülke sınırları içine giren her ithal kültür örneğinde olduğu gibi hipster kültürü ya da çağdaş alt kültürde bir başkalaşımla baş başa kaldı. Aslına bakarsanız bir ilaç prospektüsünde olduğu gibi ‘şunu şu ölçekte alın’ yanılsaması sokaklarda dolaşan belli bir tek tipleşmenin yeni bir örneğine imza attı. 1900’lerin ortalarında Amerika’da ortaya çıkan bu akım insanlarının temel prensibi, doğal yaşam ve eskiyi eskide bırakma eylemine karşı çıkan tutumları. Kendisinin de Brooklyn’de yaşayan ve bu kültüre bağlı olduğuna inandığımız yönetmen Baumbach’ın, Jamie ve Darby çiftini oluştururken hiç zorlanmadığı bu anlamda açıkça göze çarpıyor. Klasik bir aile modeli çizmek için çırpınan Josh ve Cornelia ile taban tabana zıt bir modele oturtuluyor bu daha genç çift. İlk etapta alışılagelmedik ya da tuhaf olarak gözlemledikleri bu çifte karşı sempati duymaya başlayan Josh ve Cornelia, zamanla ziyaretlerine gittikleri bir başka aile modeli olarak karşımıza çıkan Marina (Maria Dizzia) ve Fletcher (Adam Horovitz) çiftine aslında bir zoraki beklenti içinde gittiklerini fark ediyorlar. Olmak istemedikleri bir evlilik ve ebeveyn yaşantısı içinde hayatlarında koşturabilecekleri bu iki unsur dışında başka hiçbir şey kalmayan klasiğin klasiği, daha doğrusu toplumun üretim için ve o çok inandığı ütopyası ‘daha düzenli toplum’ beklentisini bu üçüncü çift fazlasıyla karşılamakta. Ancak Josh ve Cornelia bastırdıkları ama bir türlü eyleme dökme cesaretini gösteremedikleri kaçma edimini Jamie ve Darby ile keşfeder. Hikâyede yer alan temel problemlerden biri olan bu kaçma isteği çözüme kavuşunca yeni bir problem daha doğar. Buna, Josh’ın kurallı duvarları ile birlikte onun yıkılmayan kibri desek yerinde olur. Her şeyi tam anlamıyla kurallara bağlı olarak yaptığı inancının altına sığınarak, özünde Jamie’nin bir anlamda hayranlık statüsünden artık ipleri elinde ustaca tutmaya başlayan bir jokey kıvamına gelmesidir rahatsız eden Josh’ı. İçten içe bunda bir yanlış olduğuna kendini inandıran ve akabinde yeni jokeyi attan düşürme görevini kendine değil birilerine atfeden ve aynı zamanda tutumunda hatalı bir taraf olduğunu hiçbir açıdan görmez karakter. Yönetmen Baumbach’ın hırslı yönetmen arkadaşlarına bir gönderme midir bu bilinmez ama yönetmen koltuğunda oturan temsili “hırs” ların, birilerini attan itme girişimlerinin karikatürize edilmiş örneğidir aslına bakarsanız.

Yarattığı her karakter/karakterlerle hikâyesini de tıpkı yeni bir karakter gibi sandalyeye konumlandıran Baumbach’ın, hani en başta belirtmiştik ya “bu sefer beklentiyi ufak da olsa karşılamıyor” diye, bunda pek çok karakterin ensemizde hissettiğimiz nefesinden ziyade yönetmenin konuyu ve hikâyeyi sosyolojik veya psikolojik bir oluşun içine oturtmakta kararsız kalması. Pul biberden bir tutam katıyorsam kara biberden de bir tutam katayım o halde diye diye konunun farklı girdilerini fevkalade çıkartan yönetmen bu Brooklyn hikâyesini soktuğu girdabı yaslayacağı tekneyi keşke daha iyi seçebilseydi. Ancak ne var ki While We’re Young, “bir şeylere bağlı olarak sadece belli bir yaşta ve belli kriterlerde yaşayabilirsin” tabularını yıkan, prosedürlere uyma kaidesiniyse öyle yüzeyinden değil, kökünden kazıyan faik bir yapıda.