Sliding Doors/Rastlantının Böylesi filmini bu haftasonu seyretmek için 3 neden
Hayattan bıktıran bu sıcak ve nemli günlerde; serin Londra sokakları, akıllı diyaloglar, nefis oyunculuklar ile şehir boğucu havasından biraz uzaklaşabilmek ve kafanızı biraz serinletebilmek için… James : İki hafta sonra Cumartesi için planın nedir? Helen: Muhtemelen kendimi öldürüyor olacağım James: Mükemmel! Peki işin ne zaman bitmiş olur? Tekneleri sever misin?
İlginç ve akıllı bir bir öykü olmanın ötesinde, Sydney Pollack’ın bir toplantıda ayaküstü kendisine sunulan bu senaryoyu niye hemen beğenip yapımcılığına soyunduğunu anlamak için…
Eğer benim gibi müzik aşığıysanız; sırf şu Beatles referansı için… “Everybody’s born knowing all the Beatles lyrics instinctively. They’re passed into the fetus subconsciously along with all the amniotic stuff. Fact, they should be called ‘The Fetals’.” “Herkes Beatles şarkı sözlerini içgüdüsel olarak bilerek doğar. Sözler, ceninin bilinçaltına, tüm diğer amniyotik sıvılar ile birlikte iletilir. Bu yüzden, grubun “The Fetals” (ceninle ilgili) diye çağrılması daha uygun.”
…ve filmden küçük ve heyecanlı bir “kader” sahnesi…