29.05.2017

Uluslararası Edirne Film Festivali Günlükleri -2-

Festival konuklarıyla ve sinemaseverlerin ilgisiyle son sürat devam ediyor. Filmler izlendikten sonra filmlerin ekipleri, seyirciyle buluşuyorlar. Bu durumdan belli ki en çok Edirne halkı mutlu görünüyor.

Günün olayları ve filmleriyle devam edelim.

Abluka’nın gösteriminden sonra filmin ekibi tam kadro seyirciyle buluştu. Filme yoğun ilgi söz konusuydu. Özellikle filmin başrol oyuncusu Mehmet Özgür ve filmin yönetmeni Emin Alper ile insanlar fotoğraf çektirmek için yarıştılar. Yapılan kısa söyleşide özellikle filmdeki olayların geçmiş zamanda geçmesine rağmen, gerçekleşen olaylar neticesinde aniden güncellliğini korumasına dikkat çekildi.

Benim moderatörlüğünü üstlendiğim Misafir filminin soru cevap kısmına filmin yönetmeni  Mehmet Eryılmaz, oyuncular Zümrüt Erkin, Ayten Uncuoğlu ve Hale Akınlı katıldılar. Yoğun ilgi gören filmde, seyirciler özellikle belirli sahneler üzerinden sorularını sormayı seçtiler. Belki de festivalin soru – cevap kısmındaki en çok sorunun sorulduğu film Misafir oldu. Seyirciler bu bölümün ardından yönetmen ve oyuncularla buluşma imkanı buldular.

Zhenata Na Moya Zhivot – HAYATIMIN KADINI:

Iraklı bir Kürt olan Azad’ın 6 yaşında nişanlandığı kuzeni Vian’ı yıllar sonra bulma çabalarını anlatan Makedonya, Bulgaristan ve Irak ortak yapımı film, duygulara dokunan kaçış hikayesiyle dikkat çekiyor. Başroldeki Soran Ebrahim’in Bahman Ghobadi’nin unutulmaz filmi Turtles Can Fly’da oynayan çocuk oyuncu olması, filmi ilginç bir noktada konumlandırıyor. Bu uluslarası kadronun içinde bir de Türk oyuncu Selim Akgül başarılı oyunculuğuyla adından söz ettiriyor. Fakat filmin en büyük handikapı olarak yönetmenin yanlış seçimlerde bulunması olduğu söylenebilir. İstisna oyunculukları saymazsak, filmin oyunculuklarında yapaylık söz konusu denilebilir. Hızlı kurgusundaki teknik özensizlikler, filmin kararsız görüntü yönetimi tercihleriyle beraber filmin sınıfta kalmasına neden oluyor. Kavuşamayan aşıklar hikayesi, etkisiz politik mesajlarının önüne geçiyor. Bu yüzden de hikayesi her ne kadar entrikalar yumağına sarılsa da, sığ kalıyor.

EKSİK:

Daha önce çeşitli film festivallerinde de gösterilen Eksik filmi, güçlü oyunculuklarıyla dikkat çekiyor. Hikaye olarak yeni bir şey anlatmadığı gibi, muhtemelen eskilerin hikayelerini günümüzdeki insanlara duyurmak gibi kendince bir misyona sahip olduğunu söyleyebiliriz. Filmin yönetmeni Barış Atay’ın canlandırdığı ana karakter Türker Deniz, belirli bir kesimin bakış açısıyla resmedilse de, olabildiğince antipatik bir karakter olması sebebiyle ve filmin kadınlara yaklaşımındaki formülüze edilen maço tavır yer yer rahatsız edici boyutlara ulaşıyor. Filmin müzikleri her ne kadar güzel bestelenmiş olsa da, yanlış kullanım tercihleri nedeniyle verilmek istenen duygunun dışarıda kalmasına neden olmuş. Temiz görüntü işçiliği takdiri hak etse de, filmin kendi anlatım dilinde sınırlı davranması filmin adı gibi biraz eksik kalmasına neden olmuş. O dönemin sancılarını yansıtması bakımından, şans verilmesi gereken bir yapım olarak nitelendirilebilir.

SAKLI:
Selim Evci’nin üçüncü uzun metraj filmi Saklı, Türkiye’nin kanayan yaralarından birine daha parmak basıyor. Duru (Türkü Turan), babası yaşında bir adam ile ilişkisi vardır. Bu durumu ailesinden saklar. Baba Ali (Settar Tanrıöğen) ise her ne kadar kızlarını düşünüyor görüntüsü verse de; aslında tek derdi namusudur. Bu yüzden de kızlarının bekaretinin peşine düşer. Film Settar Tanrıöğen’in tek başına gövde gösterisi yaptığı sağlam oyunculuğuyla dikkat çekiyor. Diğer oyuncular da görevlerini başarıyla yerine getirseler de, Tanrıöğen’den rol çalmayı başaramıyorlar. Senaryo olarak başarılı diyaloglara sahip olmasına rağmen, toplum baskısını olabildiğince cinsiyetçi resmetmesiyle kadın temsili açısından olabildiğince hayal kırıklığı yaratan bir filme dönüşüyor. Temel olarak yeni bir şey anlatmayan film, iyi çekilmiş ama hikaye bakımından sıkıntıları olan bir film olarak özetlenebilir. Filmin içinde barındırdığı rahatsız edici sahnelerden dolayı, seyirciyi atmosferiyle zorlayacaktır. Nitekim bu sahneler gösterim sırasında bir grup izleyicinin salonu terk etmesine neden oldu.