30.05.2017
Nokta – 16
In The Heart Of The Sea (2015)
Bryce Dallas’ın babasına bu noelde Go Pro kamerası aldığını duyunca ‘eyvah’ dedim. Ron Howard yeni oyuncağını açgözlü çocuklar gibi hunharca kullanmış. Oysa krismısın gerçek anlamı hediyeler değil, ailemiz, sevdiklerimizle bir arada olmak ve “Hotdog” diyen James Stewart’ı anımsamaktır.
Ron Howard’ın en iyi yaptığı şey gerçek hikayeleri insanları duygulandırmak amacıyla manipüle edip ödülleri toplamaktır.
Bu kez bu manipülasyonun adı Moby-Dick, kendisinin adı da Kaptan Ahab olmuş.
Zoolander 2 (2016)
Bir alıntıyla bu bahsi kapatıyorum: “Ünlülerin ufak rollerde gözükmesi, espri değildir.”
Green Inferno (2013)
Eli Roth’a saygı duyuyorum.
Birincisi Lorenza Izzo’yla evlendiği için, ikincisi de bir sinemacı olarak eski usüllere bağlı kalmaya çalışan bir sinema sevdalısı olduğu için.
Fakat Green Inferno’nun kafası çevrecilik konusunda verdiği abuk sabuk mesajlardan da anlaşılacağı üzere ciddi şekilde karışık. O kadar acınası durumda ki tüm karakterlerin kartondan yapılmış olması bile gözünüze batmıyor.
Ayrıca stres dolu anlarda bir anda absürt mizaha yaptığı geçişler Knock Knock’da işe yaramıştı (Free Pizza!) ancak burada şiddetin dozu bu kadar yüksekken eğreti duruyor.
Bu filmin öncülü olan Cannibal Holocaust (1980)’a bir göz atmanız daha faydalı olacaktır.
A Boy and His Dog (1975)
Boşuna kült film mertebesine erişmemiş.
3. Cihan Harbi sonrası, distopik bir dünyada köpeğiyle birlikte yaşam mücadelesi veren 15 yaşında bir tecavüzcü ve gelişmiş koku hissiyle ona kadın bulan köpeğinin macerası anlatılıyor.
Tavsiyeden bağımsız bir göz atmanızda fayda var. Nefret de edebilirsiniz sevebilirsiniz de. Ancak çok ilginç bir deneyim yaşayacağınızdan emin olabilirsiniz.