04.07.2016
Game of Thrones Bölüm İncelemesi ve Teoriler
Game of Thrones Sezon 6 Bölüm 9:
İzlenme rekorları kıran, spoiler yememek için kırk takla atılan ve oturup teoriler hakkında uzun uzun konuşulan Game of Thrones altıncı sezon finaline de ulaştı. Bundan sonra, iki sezon daha olacağı ve bölüm sayılarının tek sezondan biraz daha fazla yayınlanacağı söylentileri de dolaşmakta. Kimilerine göre gelmiş geçmiş en iyi dizi unvanını daha şimdiden hak eden yapım, her sezon olduğu gibi finale yakışır büyüklükteki bölümünü yine ve şimdilik dokuzuncu bölümde yaptı. Dizi tarihinin en aksiyon dozu yüksek ve en gerçekçi savaş sahnelerine sahip bölümü genelde üzülen seyircisine de bu sefer kaba tabirle içinin yağlarını eritme şansı verdi. Epeydir ağlamaktan ve sevilen karakterleri kaybetmekten helak olmuşken bu sefer yüzler güldü. Yüzlerin neden güldüğü ve bölümün incelemesine geçmeden evvel son uyarımızı da yapalım. Yazının bundan sonraki kısmı bölüm üzerinden inceleme ve belki tahminler ile ilerleyecek. Yani ağır spoiler içermekte ve izlemediyseniz okumamanız tavsiye edilmekte.
Aksiyon dolu bu son bölümde neler yaşandığına kısaca bir göz atalım. Öncelikle Daenerys Targaryen sahipler ile olan husumetini artık baygınlık geçirdiğimiz son dakika atarı ve ejderhaların önderliğindeki ordusuna yeni katılan askerler ile çözdü. Bunun yanı sıra da Greyjoy’lar ile gayet temiz bir anlaşma sağladı. Onların gemilerini kullanıp, kendi hükmünün kabulünü ve bunun karşılığında da onlara iç meseleleri başta olmak üzere her türlü konu için yardımda bulunacağının sözünü verdi. Hatta Targaryen’den daha evvel görmediğimiz bir yakınlık, fiziki bir anlaşma hareketi ve hemcinsi tarafından alenen asılmaya hoş bir karşılık da gözlerden kaçmadı. Yani, Fırtınadoğan taht yolunda, her zamanki gibi ve daha da güçlü bir şekilde ilerlemekte. Tabii Tyrion Lannister’ın danışmanlığı da… Bu meyanda savaş öncesi toparlamak gerekirse Brann’ın amcası Benjen ile buluştuğunu, Winterfell’den Arya’nın evine doğru kararlılık ve eğitimini tamamlamış olarak yola çıktığını da belirtelim. Birçok acı çeken ve kayıplar yaşayan Stark Hanesi’nin son neslinin gayet sağlam bir şekilde hareket ettiğini ve eski günler konusunda epey umut vaat ettiğini söyleyebiliriz. Bunu söylerken her türlü sürprize hazır ve şaşırtıcı George R.R. Martin ve senaryo ekibini de aklımızın bir köşesine yazalım.
Gelelim altıncı sezon dokuzuncu bölüm olan piçlerin savaşına. Beklendiği üzere yabanileri de yanına alan ve sayıca az olmasına rağmen yolundan şaşmayan Jon Snow Kuzey kapılarına dayandı. Kardeşi Ricon’u kurtarma umudu besleyen Snow, ilk darbeyi onun okla yere serilişinde yaşadı. Eski tarihlerdeki acımasız bir oyunu ve Apocalypto filmini hatırlatan bir sahneydi bu. Gerilim dozu yüksek ve oldukça iyi çekilmiş bir sahne. Bu acı ile Snow’dan beklenmedik bir mantıksız hareket geldi ve tek başına atını düşmana doğru sürdü. Arkasından ordusu da şuursuzca akına yüklendi. Bu savaşın sonu, mağlubiyetin hızlanması demekti. Büyük komutan Snow’da insandı ve bir abiydi. Dirilip öte dünyadan geri gelen biri için fazla büyük beklentiye girmememizi istemişti yazar ve senaristler, nitekim de öyle oldu ve ordunun etrafı sarıldığında Snow’da ayaklar altına neredeyse ezilerek ölme tehlikesi atlattı. Tam da bu noktada hiç sürpriz olmayan ama yine de büyük sevinç yaratan Lord Baelish’in son dakika golü geldi ve akabinde Ramsey Bolton’ın tutsak alınmasına kadar giden zafer süreci işledi. Köpeklere yedirilerek ölen Bolton hepimizin yüzünü güldürdü. Evet yanlış okumadınız ve siz de bunu yaşadınız. Bir insanın aç bırakılmış bir grup köpek tarafından canlı canlı yenilmesi kimimizi ayağa kaldırdı, çoğumuzun yüzünü güldürdü, kimimiz o gece mutlu mesut yatağına gitti ve yumruğunu sıkıp sevinenimiz çok oldu. Şiddete sevinmek miydi bu? Neyin hazzıydı? Bunun psikologlar tarafından farklı çözümlemeleri yapılacaktır muhakkak ama bunun bir prodüksiyon başarısı olduğu ve Bolton karakterinden buna sevinecek kadar başarı ile nefret ettirdikleri gerçeğini değiştirmeyecektir. Bizi avucuna alan sevinç ya da hüzün ne istersek veren, arada heyecanlandıran ve çokça da yoğun hislere yönlendiren bu dizinin tüm ekibini bu anlamda bir kez daha tebrik etmek gerekir.
Teknik açıdan iki kelam etmek gerekirse; dizinin bu bölümündeki savaş sahneleri bırakın TV külliyatını, epik film olarak piyasada dolaşan birçok yapımdan çok daha heyecanlı ve çok daha gerçekçiydi. Kamer hareketleri, planlar, renkler ve topyekün sinematografi tadı damakta bırakacak kadar başarılıydı. Daha evvel de birkaç bölüm çeken, Repo Men filmi ile aksiyonda değişik bir hava yakalayan yönetmen Miguel Sapochnik’i hem kutluyor hem de final bölümünü de o çektiği için mutlu olduğumu belirtiyorum.
Peki finalde ve bundan sonra neler olabilir; bunlara başlamadan evvel de tahminler sonradan çıkabilir diyerek dolaylı spoiler yemek istemeyenleri uyarıyor ve bu paragrafı okumamalarını tavsiye ediyoruz. Duyum da olsalar gerçekleşme ve tat kaçırma ihtimalleri var. Biz yandık siz de yanmayın.
İlk olarak finalin ağırlığının Cersei olacağı varsayılabilir. Yargılanma sürecine kalmadan, daha evvel birçok kez vurgusu yapıldığı üzere wildfire ile şehri yakacağı dedikodusu konuşulmakta. Aynı şekilde bu olay üzerinden “inanç” mevzusunun da ağır darbe alabileceğini düşünebiliriz. Kral’ın, annesinin yüzünden ölme ihtimalini de aklımızın bir köşesinde bulunduruyoruz. Hatta gerçek babasının kimliğini öğrenip intihar edeceğini söyleyenler de epey mevcut. Bu arada Sansa’nın Ramsey’den hamile olduğu yönünde tahminler de bulunmakta. Yarı Stark, yarı Bolton olan bir çocuk Kuzey’in varisi değil de nedir? Peki Brann üzerinden ne olabilir; Dizinin en büyük teorilerinden olan Jon Snow’un Targaryen olduğunu yine Brann’ın bir geri dönüşü sayesinde görebilme ihtimalimiz var. Hodor’un başına gelenler kadar şok etmese de epey ilgi çekeceğe benzer. Jon Snow’un kaçınılmaz olarak Ak Gezenler ile kapışması ve belki de Azor Ahai olarak görünmesi de yüksek sesle konuşulan teoriler arasında. Bu teorilerin belki hepsi gerçekleşir, belki de hiç biri gerçekleşmez, bunu bilemeyiz ama Game of Thrones efsanesinde sona yaklaştığımız ve bu anlamda üzgün olduğumuz bir gerçek. Yıllar sonra, anne ve babalarımızın “Kaçak” dizisini bizlere anlattığı gibi biz de çocuklarımıza Game Of Thrones anlatır, finalinde sokaklar bomboştu diye de mübalağımızı yaparız. Şimdiden iyi seyirler…