10.02.2017

John Wick 2: Emeklilik Bahane, Aksiyon Şahane

Durmak Bilmeyen Bir Aksiyon Sineması

Doksanlı yıllarda genç kızların sevgilisi olan ve kaliteli aksiyon filmlerine imza atan Keanu Reeves, daha sonrasında The Matrix serisiyle ününe ün katmıştı. Bu serinin tamamlanmasından sonra farklı ve yer yer kaliteli yapımlarda oynamayı sürdürse de, ne yazık ki eski popüleritesini yakalamayı başaramamıştı. Ancak John Wick filminin vizyona girmesiyle beraber Reeves’in aksiyon filmlerine fırtına gibi döndüğünü söylersek yanılmayız. John Wick kendi içinde yarattığı mitini uygun bir şekilde filmine oturturken, ilk filmle kendi hayranlarını yaratmıştı. Bunun neticesinde de ikinci film kaçınılmaz oldu.

İkinci filmin konusu John Wick filminin ilk halkasının kaldığı yerden devam ediyor. Emekli olmaya çalışan kiralık katil John Wick (Keanu Reeves) karısının ve köpeğinin ölümüyle derinden sarsılarak mafyaya savaş açmıştı. İkinci filmde ise mafyayla hesaplaşmasının devamını ve sonrasında da bağlı olduğu katiller loncasından ayrılmaya çalışmasına tanıklık ediyoruz. Tabii ikinci filmde loncaya kafa tuttuğundan dolayı katillerle dolu bir evrende bitmek tükenmek bilmeyen aksiyon sahneleri cirit atıyor.

Doğal olarak katillere savaş açan bir katil anti kahraman filmin başrolünde olunca, farklı katil profilleri ortaya çıkıyor. Mafya ailelerine benzer bir yapıda olan katiller loncası, her ırktan insan gruplarının temsiliyle belli bir kuruluşa bağlı yapısıyla geçilmesi zor bir engele dönüşüyor. John Wick’in emekli olma aşkı da bu kararlılığın gerçek anlamda vuku bulmasına sebep oluyor.

Bir Anti Kahramanın Yükselişi

Aksiyon filmlerine gönül veren birisiyseniz bu filme duyarsız kalmanız mümkün değil. Çünkü filmdeki aksiyon mizansenleri tek kelimeyle nefes kesici bir şiddet balesini andırıyor. Estetik açıdan son derece kararlı koreografiler, stilize şiddetin harika bir görüntü yönetmenliğiyle harmanlanması sonucunda tatmin edici bir görselliğe dönüşüyor.

Filmin görüntü yönetmeni Dan Laustsen, çıkrttığı işçilikle övgüyü hak ediyor. Gerek renk kullanımı, gerekse gece çekilen sahnelerdeki hakimiyeti sayesinde filme görsel olarak üst düzey katkıda bulunuyor. Laustsen için kısaca tür sinemasının harika görüntü yönetmeni desek bu konuda yanılmayız. Daha önceki işlerine baktığımızda Silent Hill, Crimson Peak, Mimic, Just Another Love Story gibi filmlere rastlıyoruz. Bu referanslarla beraber John Wick 2 doğru görüntü yönetmenine teslim edilmiş diyebiliriz.

Oyunculuk anlamında ellili yaşlara gelmesine rağmen Keanu Reeves’in karizmatik tavrından pek bir şeyler kaybetmediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Aksiyon sahnelerindeki hakimiyeti ve karakterinin melankolik yapısını sonuna kadar seyirciye hissettiriyor. Her ne kadar John Wick 2 için salt aksiyon filmi desek de, filmin özünde acıklı bir yas hikayesi olduğunu da belirtmekte yarar var. Bu unsur az da olsa filme derinlik katıyor.

Bu yılın tüm aksiyon filmlerinde oynamaya yemin eden Ruby Rose, xXx: Return of Xander Cage filminden sonra Resident Evil’ın yeni filminde de görmeye hazır olduğumuz yeni bir aksiyon oyuncusu olarak dikkat çekiyor. Belli ki bedenini çevreleyen dövmelerin varlığı onu aksiyon filmleri için aranan simalardan birine dönüştürdü. Bu filmdeki karakterinin özelliği bakımından daha çok beden dilini kullanan oyuncu, bakalım ilerleyen yıllarda farklı türlere de el atacak mı?

Sinematik Referanslar Filme Değer Katıyor

Filmin en ilginç sahnelerinden biri de sinemaya bir saygı duruşu içeren açılış sahnesi olarak yorumlanabilir. Son yıllarda sinematik referans veren pek aksiyon filmine rastlamamıştık. Bu haliyle bile sinemaseverlerin dostu olan John Wick 2, ödül sezonu filmlerinden sıkılanlar açısından nefes alma, gevşeme filmi olarak basite indirgenebilir. İlk film ve devam filmi yapısını kıyasladığımızda kabaca Raid filmlerine benzerliği de dikkat çekiyor. Konu olarak olmasa da, aksiyon serisi olarak benzerlikler gösterdiğini rahatlıkla ifade edebiliriz.

Yurt dışında John Wick: Chapter 2 adıyla vizyona girecek olan yapım çarpıcı aksiyon sahneleri, birbirinden farklı tipleme diyeceğimiz karakterlerinin çeşitliliği ve durmak bilmeyen yapısıyla kusursuz bir aksiyon sineması örneğine dönüşüyor. Aksiyon sevenlerin gözleri kapalı bu filme gitmeleri gerekir. Filmin gayet eğlendirici yapısı, sinemadan çıktığınızda dahi etkisini göstermesine neden oluyor. Bu yılın en iyi aksiyon filmi olmaya aday filmi için bir aday göstereceksek, bence ödülü John Wick 2’ye verelim ve bu konuyu kapatalım.