24.03.2017
Sonsuz Aşk: Sinemada Televizyon Dizisi İzleme Lüksü Deneyimi
Yıldız Oyunlar Filmin Albenili Tarafı…
Türkiye seyircisinin en sevdiği türlerden biri olan romantik filmler yapımcıların ceplerini doldurmaya devam ediyor. Ülke sineması denilince komedi, romantik filmler ve cinli korku filmler dışında bir seçenek sunulmadığı bu vizyon günlerinde yeni bir film daha vizyondaki yerini aldı. Televizyon dizileriyle iyice popülerliğinin zirvesine ulaşan oyuncuları başrole yerleştirerek daha çok beklentileri karşılamayı hedefleyen sinema dünyamız, yeni bir filmle daha sinemaya hizmet kisvesini umursamıyor.
Sonsuz Aşk da bu filmlerden biri olarak evde televizyondaki pembe dizileri iştahla izleyen kadın izleyiciye yönelik bir hamle olarak görücüye çıktı. Peki, bunca önyargıya rağmen film farklı noktalara temas edebiliyor mu? Ya da oyuncu performanslarının üst düzeyliği ve hikâyesi nedeniyle sağlam bir çatışma sağlayabiliyor mu? Bunun cevabına filmin konusunu öğrendikten sonra devam edeceğiz.
Filmimizin konusu bilindik bir hikâyeye sahip diyebiliriz. Can (Murat Yıldırım) genç yaşta profesör olan bir cerrahtır. Bir davete gitmek zorunda olan Can, yanında ona eşlik edecek birisini ararken hizmetçisi Zeynep’in (Fahriye Evcen) çok güzel bir kadın olduğunu fark eder ve onunla bu davete katılır. Davette insanları büyülemeyi başaran Zeynep’i farkeden Can yeni bir aşk ilişkisine yelken açmak ister. Ancak Can’ın bir ilişkisi vardır. Bu yüzden zorlukları aşıp bu ikili birbirine kavuşabilecek midir?
Zengin Adam – Fakir Kız Klişesinden Bıkmayanlara…
Klasik bir zengin adam – fakir kız denkleminden yola çıkan yapım, televizyonda aynı konuyu binlerce kez izlemekten bıkmayan seyirciye yönelik bir hamle olarak vizyonda dikkat çekiyor. Fransız komedilerine benzer bir girişle farklılık yaratacakmış gibi duran yapım, çok beklemeden hemen klişe hamlelerle bilindik imkansız aşk klişesini hayata geçirerek iki insanın birleşmesi ihtimali üzerinden filmin seyrini tatlandırmayı amaçlıyor.
Sonuç, açıkçası hedef kitleye yönelik gayet başarılı bir hamle denilebilir. İzleyici sevdiği oyuncuları beyaz perdede görüp, onların basit hikâyelerine hayranlıkla bakmak istiyor. İnsanların ulaşamadıkları hayatları deneyimlemek adına izledikleri bu filmler, sinema adına yenilikçi bir tavırda olmadığı gibi, yönetmenlik anlamında da farklı olmaya çalışmıyor. Önemli olanın gişe rakamları olduğu çok açık bir şekilde gözlemlenebilir.
Bilmediğiniz Yeni Bir Şey Yok…
Yine de her yapılan filmde en kötü, hikâye adına yenilikler yapmak, aynı filmi yapmak konusunda takılı kalmış Türk sinema sektörü adına devrim niteliği taşıyabilirdi. Tabii vizyoner olmak günümüzde çok önemsenen bir şey olmadığı için kısa dönemli finansal getiriler öne çıkartılan bir ortak payda haline getiriliyor.
Sonsuz Aşk oyuncularının vasat performansları ve karakterlerin yapay ilişkileri nedeniyle inandırıcı olamıyor. Tabii karakterlerin zenginlik hayali içinde kapitalist bir şekilde yaşamaya hevesli insanlar gibi çizilmesinin de etkisiyle yavanlaşıyor. Hollywood tarafından pompalanan yaşamların izinden giden bir iş olarak da özetlenebilir. Sinemada da televizyon dizisi izlemek isteyenlere kesinlikle tavsiye ederim. Televizyonlarınızda doyamadığınız bu klişeler yumağını kesinlikle bir kez de sinemada deneyimlemelisiniz.