25.01.2018
Ölümlü Dünya: Ya Öldür ya Güldür Beni
Ali Atay İkinci Kez Yönetmen Koltuğunda…
Ünlü oyuncu Ali Atay limonata filminden sonra ikinci kez yönetmen koltuğuna geçerken, karşımıza Türkiye sinemasında az örneğine rastladığımız aksiyon – komedi filmiyle çıkageliyor. Güçlü oyuncu kadrosuyla göz kamaştıran filmin kadrosunda Ahmet Mümtaz Taylan, Alper Kul, İrem Sak, Sarp Apak, Özgür Emre Yıldırım gibi isimler bulunuyor.
Yıllarca esnaf lokantası işleten ama gerçekte meslek olarak kiralık katillik yapan bir ailenin bir çıkmaz sonucunda ülkeyi terk etme serüvenlerine odaklanan bu matrak suç filmi, Hollywoodvari tekniğine rağmen Türk motifleri ve Türk aile yapısına uygun tasarlanan senaryosuyla seyircinin yüzünü güldürmeyi başarıyor. Ağır çekimler, plan-sekans aksiyon sahneleri ve Türk sinemasında pek rastlamadığım kanlı sahneleriyle aslında anaakım sinemada da cesur olunabileceğinin kanıtı gibi görünüyor.
Samimi Mizahı Kahkaha Atmanızı Sağlıyor
Filmdeki espri anlayışı samimi olmanın yanında, yer yer özgün dokunuşlarla gözlerinizden yaş gelmesine sebep oluyor. Özellikle Feyyaz Yiğit ve Doğu Demirkol adeta tüm rol arkadaşlarından rol çalarak filmin şahlanmasına yol açıyorlar. Tasarlanan mizah mizansenlerinin, durum komedisinin incelikli işlerinden olduğu net bir şekilde söylenebilir.
Tabii filmin iyi yanlarının yanında görmezden gelinemeyecek hatalar yaptığı gerçeği de dikkat çekiyor. Örneğin ilk bakışta filmin senaryosunda önemli mantık hataları bulunuyor. Örneğin Ukrayna’ya pasaportsuz geçiş olduğu halde karakterlerin Ukrayna yolculuğu için pasaport bulmak için zorlanmaları bunlardan sadece bir tanesi denilebilir. Sonuçta bu kadar problemleri çözmeye alışmış bir kitlenin orada da kimlik bulabilmesi gayet mümkün gözüküyor.
Filmin bir diğer eksisi ise kurgudaki cimriliği olarak gösterilebilir. Oyuncuların kimi gereksiz rollerindeki sarkmaları görmezden gelinerek sahnenin uzaması sağlanmış. Belli ki filmin oyuncu kadrosu eğlenirken kontrolü kaybetmiş. Kimi sahneler baştan aşağı tekrar içeriyor. Örneğin apartmanda merdivenlerden çıkarken ışık sahnesi ya da çatışmalardaki yer alma sahneleri fazlaca uzatılmış sahneler olarak eksi yönde öne çıkıyorlar. Kız isteme sahnesindeki yapay durum, filmin absürt yanını temsil etse de, belli ki çok da düşünülmemiş bir sahneye dönüşmüş.
Film Olumsuz Taraflarına Rağmen Başarılı Bir Suç Komedisi…
Bir de genel olarak Türk sinemasının sorunu olan müzik kullanımı, filmin sıkıntılı yanlarından biri olarak akılda kalıyor. Her sahneye bir şarkı monte etmek ya da kısa süreli bir sessizliğin ardından müzikle desteklenen sahneler filmin yavaş yavaş müziğin içinde boğulmasına neden oluyor. Belli ki sinemamıza Hollywood’dan sıçrayan özenme olarak filmde yerini almış.
Filmin referans aldığı filmleri düşündüğümüzde aklımıza yakın dönemden ilk gelen örnek kesinlikle John Wick oluyor. Orada olduğu gibi bu filmde de bir katiller loncası ya da teşkilatı bulunuyor. Teşkilatın yüzyıllara kadar dayanan geçmişi de hesaba katıldığında John Wick’in filmin ilham kaynaklarından biri olduğu apaçık ortada diyebiliriz. Luc Besson’un The Family filmiyle de bazı konularda benzerlik gösteren yapım, belli ki ünlü Fransız yönetmenin varlık gösteremediği pek çok sahneyi başarıyla kotarmış olarak gözüküyor.
Son tahlilde Ölümlü Dünya oyuncu kadrosunun başarılı performansları, iyi yazılmış mizah sahneleriyle ve samimi yapısıyla vizyondaki iyi yerli komedilerden biri olarak değerlendirilebilir. Kahkahaya boğulacağınız başarılı bir suç komedisi örneği olan film, bazı sahnelerin fazla uzatılması ve gereksiz yere müzik kullanımı ile mükemmelliğe ulaşmasa da komedi sineması adına umut verici bir film denilebilir. Skeç komedi filmlerinden bıkanların bir an önce bu filmi izlemesi tavsiye edilir.