22.04.2016

A Hologram For The King: Çölün Ortasında Kalan Kutup Ayısı

hologram

Hollywood’un gözde aktörlerinden Tom Hanks, son dönemde üst üste filmlerle seyircinin bu yıl görmeye doyacağı isimlerden biri olacak gibi görünüyor. Gözde Alman yönetmen Tom Tykwer ile işbirliği sonucunda da yeni filmleri A Hologram For The King ortaya çıkmış. Bu birlikteliğin neticesinde ortaya ne çıktığı merak konusu denilebilir. Bakalım Tom Hanks’in Suudi Arabistan’da geçen macerası nasıl tepkiler alacak?

Filmin konusunu kısaca şöyle özetleyebiliriz: Alan Clay (Tom Hanks), bir IT şirketinde çalışmaktadır. Suudi Arabistan kralına hologramlı yeni iletişim sistemlerini tanıtmak için bu ülkeye gider. Ancak Clay’ın işleri beklediği gibi gitmez ve bazı sorunlarla karşılaşır. Arabistan’ın kuralları farklıdır. Çalıştığı şirketin ana merkezinden baskılar artarken, Alan Clay işleri düzeltip sırtındaki yumruya katlanmak zorundadır. İşte bu karmaşanın arasından kurtulma çalışmalarına tanıklık ederiz.

Film her ne kadar dram olarak izleyiciye lanse edilse de, Suudi Arabistan’ı yer yer ti’ye alan ve bunun neticesinde abartılı bir ülke profili sunan yapım, tür anlamında ele alındığında hafif bir komedi – dram melezi diye adlandırılabilir. Hollywood gerçekçi olmak yerine daha çok görmek istediği bir ülkeyi resmetmek istediği için de ortaya vasat bir film çıkmış.

Son dönem Hollywood dramedilerinde (komedi – dram karışımı filmler böyle adlandırılıyor) rutin giden hayatın tasvirlerinde kullanılan tekrarlanan olaylar silselesi, hızlı kurgunun yardımıyla seri görüntülerle beyazperdeye yansıyor. Bu filmde de bu sıradan olaylar aynı tekniklerle filmin içine yediriliyor. Tom Hanks’in karakteri Alan Clay her nasılsa filmdeki her kadının arzu nesnesi haline dönüşüyor. Film bu ve bunun gibi klişe ve mantıksız noktalarla dolup taşıyor.

A Hologram for the King

Hollywood’un pek sevdiği olaylardan biri de, filmin geçtiği ülkeden yerel bir oyuncuyu filme dahil edip onun komik karakter olmasını sağlamak denilebilir. Bu bağlamda bu rolü bu sefer yerel bir oyuncudansa, pek bilinmeyen bir oyuncu olan Alexander Black’e teslim edilmiş. Böylece mizahın öne çıkarılması sağlanmış. Tom Hanks’in karakteriyle uyumu filmin belki de en iyi olayı denilebilir.

Bu uyuma rağmen film tek karakter odaklı bir yapım olduğundan, yan karakterler çok sığ kalıyor. Sadece ana karakterin hikâyesine hizmet eden oyuncular, filmin sağlam olmayan senaryosuna iyice darbe vuruyor. Arabistan üzerinden oluşturulan mizahi unsurlar belli bir süre sonra kabak tadı veriyor. Film bu açığının farkında olacak ki, gerçekler üzerinden alt mesajlar verme kaygısına giriyor. Ama bunu yapmak isterken, dağınıklaşıyor ve film tam anlamda neye yoğunlaşacağını bilemediğinden savruk bir hikâyeye sahip vasat bir film olmaktan öteye gidemiyor.

Filmdeki gereksiz tesadüflerin fazlaca olması, hemen hemen Amerikan vatandaşı olmayan her karakterin karikatürize edilmesi filmin inandırıcılığa dem vuruyor. Bunun neticesinde de A Hologram For The King, doğru düzgün beceremediği mizahına ek olarak dramatik açıdan da etkisiz bir hale bürünüyor. Film belli açılardan bakıldığında Suudi Arabistan’ın tanıtım filmi olmakla, Amerikan taşlaması olmak arasında sıkışıp kalıyor.

Her filmiyle çıtayı yükselten yönetmen Tom Tykwer ise bu kadar vasat bir filmi sinematografisine katarak, Hollywood’un memur yönetmenlerinden biri olma yolunda ilk adımı atıyor. Tabii ki en büyük temennimiz bu durumun tek filmle sınırlı kalarak Tykwer’in eski yaratıcılığına geri dönmesi denilebilir.

Sonuç olarak kendi çapında yaptığı hafif esprileri bir kenara bırakırsak, film yetersiz konusuyla, abartılı anlatımıyla belli bir çıtayı aşamayan bir yapım olarak sinema tarihindeki yerini alıyor. Ancak kafa dinlemek istiyorsanız ve fazla mantık karmaşasına aldırış etmiyorsanız A Hologram for The King keyifli vakit geçirebileceğiniz bir yapım denilebilir. Çünkü film daha fazlasını vaat etmiyor. Filmi tek bir sözle tanımlamaya çalışırsak: Deveye “Boynun neden eğri?” diye sormuşlar, o da “Nerem doğru ki” demiş.