Aller Au Cinema: Böyle Bir Aşk Yalnız Filmlerde Olur

Esma AKALIN

Sinemada Başlayıp Sinemayla Yön Bulan Bir Aşk

Bu hafta, sinemada başlayıp sinemayla yön bulan bir aşk hikayesi izleyeceğiz kısa film köşesinde. Ufak bir semt sinemasında bilet görevlisi ve sık sık film izlemeye gelen bir kadın arasında doğan romantik ilişki, vizyondaki filmlerle birlikte evre değiştirirken bizler de salonların neden boş olduğunu düşünmeden edemeyiz. Adı “Aller au Cinema” yani “sinemaya gitmek” olan bu yapımda nedense “The Strange Love of Martha Ivers”, “His Girl Friday” gibi kült filmler oynatılırken tek seyirci bizim esas kızdır.

Böyle bir aşk yalnız filmlerde olur, tadında başlayan kısa, çok geçmeden gerçek hayata dönüyor ve olaylar her ne kadar sinemada geçiyorsa da karakterlere bir filmde olmadıklarını hatırlatıyor. Gerçekte aşk düşündüğümüzden daha karmaşık ve çetrefillidir diyor onlara, yine filmler aracılığıyla yapıyor bunu yönetmen Jeremy Hughes.

Epey eğlenceli ve renkli bir atmosferde ilerleyen yapımın ne yazık ki klişeler arasında kaybolmak gibi kusurları var; bu klişelerin bilerek kullanıldığını düşünsek bile iyi niyetli davranmış oluruz. Perdede oynayan eserlerdeki diyaloglar dışında konuşma barındırmayan, sessiz bir kısa film bu. Ne var ki yönetmen bu konuda da seyirciyi iki arada bir derede bırakıyor, zira sessiz karakterlerimizin ağızları sürekli oynuyor bize de onların dudaklarını okumak kalıyor. Güzel bir çıkış noktası ve niyetle çekilen “Aller au Cinema”  biraz daha ince elenip sık dokunmayı hak ediyorsa da, seyircisine keyifli bir seyirlik sunmayı başarıyor.