29.05.2017

!f Bağımsız Film Festivali: Anomalisa

Baktığım Her Yer Seni Hatırlatıyor…

Ödül sezonunun sonlarına yaklaşırken, animasyon kategorisinde adı çokça telaffuz edilen bir film vardı. “Inside Out” gibi bir Pixar filminin ardından adı geçen bu filmin adı Anomalisa’ydı. Usta senarist Charlie Kaufman’ın Duke Johnson ile beraber yönetmelik koltuğuna oturduğu yapım, gösterildiği festivallerde izleyicilerin kalbini kazanmayı bildi. Genelde animasyon kategorisinde pek ikinci planda kalsa da, pek çok izleyicinin kalbinde birinciliğe kavuştu. Tabii ilk gösterimini yaptığı Venedik Film Festivali’nden Jüri Büyük Ödülü’nü aldığını belirtmekte fayda var.

If İstanbul Bağımsız Filmler Festivali kapsamında açılış filmi olarak gösterilen Anomalisa’nın kısaca konusuna değinelim. Evli ve bir çocuk babası olan, buna ek olarak “How May I Help You Help Them?” adlı kitabın yazarı olan Michael Stone (David Thewlis) sıradan bir hayat yaşamaktadır. Müşteri hizmetleri uzmanlarından oluşan bir toplantıda konuşması olduğu için Cincinnati’ye bir iş gezisine gider ve Fregoli Otel’ine yerleşir. Orada, hayatının aşkı olabilir ya da olmayabilir Akron pişmiş mallar satış temsilcisi mütevazı Lisa’yı (Jennifer Jason Leigh) görür ve belki de hayatı boyunca aradığı kadını bulduğunu düşünür.

Kitlesel fonlama desteğiyle finanse edilen film, yönetmen tarafından önce bir tiyatro oyunu olarak tasarlandı. Ardından kırk dakikalık bir animasyon olacakken, uzun metraja çevrildi. Böylelikle film farklı festivallerde gösterim yaptı.

Yetişkinler için pek animasyon yapılmayan günümüzde, karakter modellemeleri açısından kendine has bir teknik kullanan stop-motion animasyon, içeriği bakımından tuhaf bir hikâyenin içinde seyir almanıza olanak tanıyor. Cinsellik, ikili ilişkiler, insan vücudu film için bir tabu oluşturmadığından dolayı, sevimli animasyonları izlemeye alışkın olan izleyiciler için şaşırtıcı sahnelerin olduğu söylenebilir.

Film sıradanlaşan dünyayı betimlerken, metaforlar kullanmaktan çekinmeyerek, hayata dair gözlemlerini tüm samimiyetiyle senaryosuna yansıtıyor. Ana karakterin kendine has hastalığından kaynaklı olarak kendisi dışındaki herkesi aynı surette görüyor. Film boyunca tek ilgisini çeken kişi olan Lisa ise bu bağlamda farklı olmasının nedeni olarak henüz keşfedilmemiş olması yer yer sembollerle, yer yer de açık bir şekilde ifade ediliyor.

Karakterlerin kuklalaştırılması, hayata dair bir metafor olarak yorumlanabilir. Bu bağlamda hepimiz belli kuralların içinde, yaşam hapisanesinde zamanımızı tamamlamaya çalışıyoruz. Hayatımıza renk katan çok az şey var ve bu değerleri kaybetmemek adına çizgimizin dışına çıkabilme cesareti arıyoruz. Anomalisa da bu rüyanın beyaz perdeye yansıması olarak her gün biraz daha anlamsızlaşan hayatımıza dem vuruyor.

Film genel anlamda temas ettiği noktalarıyla senaryo bakımından parlarken, insanın farklılığı arama sevdasını en olağan bir şekilde tasvir etmeye soyunuyor. Ancak beklentinin çöktüğü anlar, gerçek zamana denk gelmeyecek şekilde hızlı bir şekilde olduğundan filmin bu bölümleri aceleye geldiği söylenebilir.

Sonuç olarak günümüzde bu tip denemelerin olduğunu görmek gerçekten de heyecan verici denilebilir. Farklı işlere meraklıysanız ve metaforlarla aranız iyiyse, ilişkiler hakkında iyi tespitleri olan bu filmi bir an önce görmeye bakın. Yer yer sizi şaşırtacak, yer yer sizi güldürecek ama en sonunda üzerinizde o buruk tat kalacak. Tıpkı hayatın gerçekliğinde yere dökülen ve hiçbir zaman çıkartamadığımız bir leke gibi…