18.05.2018
Arif V 216: Daha İyi Günler Mümkün
Beklenen Film Sonunda Vizyonda…
Sinema takvimine baktığımızda yine yeni bir Cem Yılmaz filminin zamanının geldiğini görüyoruz. Cem Yılmaz adı söz konusu olduğunda sinemaseverler doğal olarak heyecanlanmadan duramıyorlar. Gülmenin garanti olduğu, sinema referanslarının havada uçuştuğu bir komedinin geleceğini az çok tahmin edilebiliyor. Türkiye’de son yıllarda komedi anlayışına yön veren filmler sorulduğunda ilk akla gelen filmlerden biri olan G.O.R.A’nın devam filminin haberi ilk yayılmaya başladığında heyecan yarattığını düşünürsek, bu filmin vizyona girecek olmasıyla heyecan kat sayısı giderek artıyor.
G.O.R.A ve A.R.O.G filmlerinden tanınan Cem Yılmaz karakteri Arif Işık ve Ozan Güven’in G.O.R.A’da canlandırdığı 216 adlı robot bu filmde dünyada buluşuyorlar. İnsan olmak üzere dünyaya gelen 216, insanların tepkisi üzerine Arif ile beraber zaman makinesi sayesinde Türk sinemasının içinde seyahat ederlerken doğal olarak başlarını belaya sokmaları kaçınılmaz. Türk sinemasının ve müziğinin simgeleşmiş karakterleri bir bir beyaz perdeye yansırken Arif ve 216 zamanda kaymaya sebep oldukları olayları düzeltmeye çalışır.
Hikaye bakımından epeyce tanıdık bir senaryo karşımıza çıkıyor. Geleceğe Dönüş filminden tutun sinemanın çeşitli filmlerinde gördüğümüz zaman yolculuğu hikayesi, A.R.O.G filmiyle beraber bu serinin bir parçası haline gelmişti. Cem Yılmaz da elindeki bu gücü, Türkiye’nin daha masum olduğu zamanlara giderek değerlendirmek istemiş.
Biz Büyüdük ve Kirlendi Dünya…
Altmışlar ve yetmişler Türkiye’sinde sinemanın tüm klişeleriyle dalgasını geçen Arif V 216, elindeki referansların bolluğundan dolayı bol malzemeyi hunharca kullanmayı tercih etmiş. Bu tarz espri kullanımı belli yerlerde işlese de, ne yazık ki bazı sahnelerde bombardımana dönüştüğünden izleyicide esprilerden kaynaklı olarak normal hikayenin akışından kopma meydana geliyor. Bu durum da hikaye akışını baltalıyor. Ancak buna rağmen Cem Yılmaz izleyiciyi kahkahalara boğmayı başarıyor.
Yılmaz sinema kültürünü filme yansıtmayı tercih ederken The Shinning, Back to the Future, Wolverine ve türlü türlü filmlere göndermelerde bulunuyor. Bu yönüyle tam bir sinefil dostu filme evrilen yapım, nostaljik tatlar barındıran Türk sinemasına saygı kuşağını andıran önemli figürlere filmde yer vermesiyle beraber yer yer duygusal noktalara temas etmesini biliyor.
Hikaye kurgusu bir yere kadar yolunda ilerlerken, bir yerden sonra üst üste yüklenen ve izleyici açısından karmaşıklaşmaya başlayan kurgusunu kontrol edemiyor. Filmin yönetmenliğini üstlenen Kıvanç Baruönü’nün önceki filmlerinde de bu duruma rastlayabiliyoruz. Basit hikâye anlatımında başarılı bir iş çıkartan yönetmen, hikaye karmaşıklaşmaya başlayınca bir yerden sonra savruklaşıyor.
İyi İnsanlar ve Değerli Zamanlar…
Genel performanslara baktığımızda belli bir çıtayı tutturan oyuncular görüyoruz. Ancak aralarında en çok yıldızı parlayan isim Zeki Müren’i canlandıran Çağlar Çorumlu oluyor. Çorumlu mizahi öğeleri doğru mimikler ve jestlerle birleştirerek karakterini yüceltiyor. Barış Manço, Sadri Alışık, Ayhan Işık gibi isimler sevgiyle anılırken, özlem duyduğumuz kişilerle film aracılığıyla buluşmuş oluyoruz.
Filmdeki görüntü yönetimi ve sanat tasarımı ise övgüye değer diyebiliriz. Özellikle dönem tasvirleri ve gelecek görüşü için epey emek harcandığı gözlerden kaçmıyor. Teknik anlamda filmin izleyiciye istediğini verdiğini söyleyebiliriz.
Sonuç olarak Arif V 216 filmiyle Cem Yılmaz bizi Türk sinemasında nostaljik bir yolculuğa çıkarırken, sinema referanslarıyla sinefil kitleyi memnun ediyor. Hikâye kurgusu ise ne yazık ki yerine tam oturmadığından zayıf kalıyor. Sonuna kadar güleceğiniz ve eğleneceğiniz bir film sizi bekliyor. Film olumlu, insani mesajlarıyla eskiden insanların bir arada mutlu bir şekilde yaşayabildiği günlere izleyicisini götürerek “daha iyi günler mümkün” mesajını veriyor.