13.05.2016
Arıza Aşklar / Âşıklar
Yavuz Abut
Three Colors: White
“Her şey”in Bedeli: 2 franc
Hamarat bir Polonyalı kuaför olan Karol’ün, Fransız eşi Dominique’den boşanmak için dava edildiği bir sahne ile başlıyor “her şey”. Karol, büyük bir tutkuyla sevdiği eşinden gerekli karşılığı görememiş saplantılı bir adam… Dominique, “eş olma koşulları” yerine getirilmediği için boşanmak isteyen iflah olunamaz bir kadın… Metafor olarak “eşitlik” olgusu vurgulansa da, aslan payı aslında “intikam”a gider bu filmde. Zira, tam ortadan bölündüğü takdirde birbiriyle eşteş iki adet hikaye çıkar. Birinci bölümde Karol, usta bir yönetmen tarafından bir tavada kısık ateşte eriyinceye kadar ısıtılarak çaresiz bir forma getirilir. Bu likit form ikinci bölümde, bazen eğlenceli, bazen soğuk ama saplantılı ve katı bir intikam yemeğine dönüşür. Karol’un ahizesine takılan 2 franc’lık bir bedele, bir uyanışa tekabül eder bu geri dönüş…
İnsan en fazla sevdiğine çektirmez mi zaten?
Daha az acı çekmek mümkün mü sahiden?
Sahi eşitlenince her şey, bıraktıkların eski yerinde midir hâlâ?
Sahiden sevmek için ölmek mi gerekir?
Hâlâ eşitlenme ihtimali var mı her şeyin?
https://www.youtube.com/watch?v=6fX7tyxBNsM