07.02.2018

Cebimdeki  Yabancı: Cebimde Kim Var?

Gerilim-Komedi Türünün Başarılı Bir Örneği

Yedi eski arkadaş akşam yemeğinde biraraya gelir ve yemek boyunca bir oyun oynamaya karar verir. Herkes telefonlarını masaya koyacak, telefona gelen her mesaj ve bildirim yüksek sesle okunacak, arayanlarla hoparlörden konuşulacaktır. Ferzan Özpetek’in yapımcıları arasında yer aldığı gerilim/komedi türünün başarılı bir örneği olan filmin yönetmenliğini Serra Yılmaz, senaristliğini ise Murat Dişli üstleniyor.

Başrollerini Belçim Bilgin, Buğra Gülsoy, Çağlar Çorumlu, Leyla Lydia Tuğutlu, Serkan Altunorak, Şebnem Bozoklu ve Şükrü Özyıldız’ın paylaştığı film seyirciyi cep telefonları aracılığı ile sürprizi hiç bitmeyen bir hikâyeye davet ediyor. Filmin orijinali İtalyan Perfetti Sconosciuti. Ferzan Özpetek filmden çok etkileniyor ve haklarını ilk çıktığı gün alıyor.

Serra Yılmaz’ın Sinemada İlk Yönetmenlik Denemesi

Serra Yılmaz 1983 yılında Atıf Yılmaz’ın “Şekerpare” filmi ile sinemada rol almaya başladı. 1997’de ilk tiyatro oyunu olan “Diğerlerinin Adı Ali”yi yönetti. Birçok farklı yönetmenle çalıştı. Son yıllarda onu Ferzan Özpetek filmlerinde sıkça gördük onu. İstanbul Şehir Tiyatroları’nda oyuncu, dramaturg ve sanat yönetmeni yardımcısı olarak on beş yıl çalıştı. 2005’te İtalya’da sinema ve tv projelerinin yanı sıra tiyatro da yapmaya başladı. Halen hem Türkiye, hem de farklı ülkelerde sinema ve tiyatro çalışmalarını sürdürmekte. Birçok ödülü bulunan sanatçı 2003 yılında bir Ferzan Özpetek filmi olan “Karşı Pencere”deki rolüyle İtalya’nın en prestijli sinema ödüllerinden David di Donatella’da En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü’ne aday gösterildi ve bu adaylıkla Türkiye’den aday gösterilen ilk sinema oyuncusu oldu.

Serra Yılmaz gene “Karşı Pencere” filmiyle Fellini’nin senaristi Flaiano adına düzenlenen Flaiano Film Festivali’nde En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazandı. Serra Yılmaz, Elif Şafak’ın Baba ve Piç romanından uyarlanan “La Bastarda Di İstanbul (İstanbul’un Piçi)” oyunu ile 2016 yılında İtalya’nın en önemli ve prestijli tiyatro ödüllerinden Persofone Ödülleri’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı. Kendisi aynı sene İtalya’da sahne aldığı tiyatro oyunlarındaki başarısı nedeniyle Cuomo Uluslararası Ödülü’ne de değer görüldü. Bütün bu başarılarından dolayı Yılmaz’ı İtalya’nın önemli gazetelerinden Corriere Della Sera’nın yaptığı ankette 2016’nın en başarılı yüz kadınından biri seçti. Serra Yılmaz son olarak bu yıl 31.’si gerçekleştirilen MIX Milano Festivali’nde “Komedi Kraliçesi” (Queen of Comedy) ödülünü aldı.

Filmin senaryosu çeşitli televizyon programlarında metin yazarı olarak çalışan Murat Dişli’ye ait. Murat Dişli ‘Bir Kadın Bir Erkek’  dizisinin başyazarlığını da yaptı. 1991’de ‘Plastip Show’ adlı siyasi mizah programıyla senaristliğe başladı. Cem Özer, Beyazıt Öztürk, Okan Bayülgen gibi isimler için talk show editörlüğü yaptı. “Şen Makas”, “Hayatımın Oyunu”, “Ölü’n Bizi Ayırana Dek” gibi tiyatro oyunlarının yanı sıra “Havva Durum”, “Plajda”, “Devrim Arabaları” filmlerine senarist olarak imza attı.

Maskesiz Yaşamak mı  Daha Kolay Yoksa Maskeli mi ?

Cebimdeki Yabancı seyircileri güldürürken aynı zamanda düşündüren diyaloglarla ilerliyor. Kadınlar ve erkekler arasındaki farklılıklar, evli çiftlerin birbirlerinden ayrı özel hayatları olabilir mi, arkadaşlık, dostluk ne kadar açık olmayı gerektirir, hepsinden öte kendimizle dost muyuz, kendimize karşı ne kadar dürüstüz gibi sorulara bizi itiyor.

Cep telefonlarına gelen tüm mesajlar yüksek sesle okununca ve aramalar da duyulunca kimsenin gizlisi saklısı kalmıyor. Ama hayatın kendisi bu kadar şeffaflığı kaldıracak kadar şeffaf değil galiba.

Zihnimizdeki Çekmeceleri Açmak

Teknoloji bir yandan hayatımızı kolaylaştıran icatlarla geliyor bir yandan da onu alt üst edebiliyor. Vapurda, otobüste, metroda kafası önüne düşmüş insanları uzaktan görünce, hele  ellerini de görmüyorsak epey okuyan bir toplumuz diyebiliriz  Oysa okunanlar sadece cep telefonundakiler kadar. Arkadaşlardan gelen mesajlar, instagram, twitter, whatsapp’da yazılanlar. Aynı evin içinde birbiri ile mesajlarla haberleşenler. Nerede olduğunu, ne yaptığını cümle âleme ilan etme telaşı. İşte günümüz insanı. Aynılaşmak insanları mutlu etmeye başladı.

Birbirlerini cep telefonu mesajları ile tanıyan “modern” çiftler, hızla başlayıp hızla biten ilişkiler. Hatta belki cinselliğini bile cep telefonu fotoğrafları, mesajları ile canlı tutmaya çalışan eşler. Bir yanda şeffaflık, onun hemen yanı başında gizlilik. Cep telefonu cebimizde gizleri barındıran bir kara kutu oldu. Hayatımızın çekmecelerini açınca neler çıkar ortaya?  Cep telefonumuzdaki yabancılar, aslında kendimize çok uzak ama bir o kadar da yakın hayatlar. Aslında hepsi elimizde tuttuğumuz cep telefonuna sığdırdığımız zihnimizin maskeleri, gizleri.  Cebimdeki Yabancı filminde tüm bu yazılanlar eğlence, gerilim biraz da hüzünle bir araya geliyor.

Ferzan Özpetek –Serra Yılmaz Dostluğunun Atmosferi

Bir masa etrafında sadece birkaç saatlik akşam yemeğinde geçen film oyunculuğa ve güçlü diyaloglara dayanıyor. Ferzan Özpetek filmlerinin tanıdığımız atmosferi bu filmde de perdeye yansıyor. Onun filmlerinden ailelerin, dostların bir araya geldiği geniş yemek masalarına aşinayız. Hatta senaryo çalışmalarını da mutfağındaki masasında oyuncuları ile birlikte çalıştığını söyler. Bu filmde de sanki böyle bir senaryo çalışmak için bir araya gelmiş arkadaşlar var gibi. Evin balkonundan dolunayda muhteşem Boğaz manzarası ile İstanbul da var. Ferzan Özpetek’in çok sevdiği kırmızı renk ise filmin sonunda anlatımda bir farklılık yaratmak için küçük bir ayrıntı olarak kullanılıyor. Yani filmin sonuna dikkat!

Sinema salonundan çıktıktan sonra da olup bitenleri ya da olmayanları düşünmeye devam ediyoruz. Film üç haftada çekilmiş. Üç haftanın filmdeki süresi ise bir kaç saat. Aynı ortam, aynı ışık, aynı kıyafetler, aynı ruh hali. Oyunculuğa ve güçlü diyaloglara dayanan film devamlılıkta da açık vermiyor. Bir de Sezen Aksu sesi eklenince, ortaya izleyiciye saygıda kusur etmeyen, gerçek hayatta olabileceği gibi bir film izlemek kalıyor.

Hadi cepler masaya o zaman !