31.05.2016
Çizgi Ötesi: Rüzgârlı Vadi – 1984
Anime deyince akla gelen ilk isimdir Hayao Miyazaki. “Ruhların Kaçışı” ile Oscar’ı da alan usta yönetmenin animelerinin ortak noktası, insanın başına ne kadar kötü şeyler gelirse gelsin yine de hep bir umudun var olmasıdır. Miyazaki, bunu vurgularken hep olağanüstü unsurlara başvurur. (Ustanın, olağanüstü unsurları kullanmadığı tek animesi “Rüzgâr Yükseliyor”dur.)
Rüzgârlı Vadi, “en kötü”nün yaşandığı zamanda yine umudun varlığını bize hatırlatan bir animedir. Miyazaki‘nin uzak geleceği anlattığı 1984 yılına ait animede, yok olmak üzere olan dünya ve canlı hayatı resmedilir. İnsanların yaşamlarını zorlukla idame ettirdikleri bir ortamda, doğa yok olmak üzereyken, nefes almak bile zorken, insan yaşamı her an büyük tehlike altındayken yine de bir umut yeşerir Rüzgârlı Vadi‘de.
Yaşanan “Seven Days of Fire” isimli bir dünya savaşı ardından endüstri çökmüş ve dünya yaşanmaz duruma gelmiştir. Tehlikeli mantarlar, bitkiler, dev böcekler, zararlı gazlar dünyayı sarmıştır. Bunca zaman dünyayı hor kullanan insanoğlundan doğanın bir çeşit intikamı söz konusudur. İnsanların küçük koloniler hâlinde yaşadığı dünyada, Prenses Naushika böyle küçük kolonilerden birinin lideridir. Naushika, doğadaki canlılarla iletişim kurma becerisi olduğu gibi iyi bir savaşçıdır da. Prenses’in vadisine düşen bir kargo uçağından çıkan, bin yıldır saklı duran bir paket ise dünyanın umudu olacaktır. Prenses Naushika hem vadisini hem de dünyayı kurtarmaya çalışır.
Rüzgârlı Vadi‘de karamsar bir tablo çizmektedir aslında Miyazaki. Bir nevi de uyarıda bulunmaktadır. Doğa tahribatının ve sanayileşmenin, açgözlülüğün, dünyanın yaşanmaz duruma gelmesine neden olacağını, insanların yaşayabileceği başka bir dünya olmadığını, insanoğlunun koşulların değişmesi sonucunda yaşayacağı sorunlar karşısında bir noktadan sonra elinin kolunun bağlı kalacağını hatırlatmaktadır. Benzer bir uyarı Prenses Mononoke‘de de vardır. Bu tip mesajlar Miyazaki animelerinde sıkça yer alır aslında. Ama onun animelerini izledikten sonra çok da mutsuz kalkmayız filmin başından. Çünkü ne kadar karamsar tablolar resmederse resmetsin mutlaka umut tohumları da eker yüreklerimize. Miyazaki‘yi büyük yapan, belki de budur.
Rüzgârlı Vadi‘de ortaya konan insan açgözlülüğü çok çarpıcıdır. Doğa yok olmak üzereyken, insanoğlu yaşamak için alan bulamazken, insanların hâlâ doğaya saldırması, hâlâ onu tahrip etmesi ilginçtir. Bunun üzerine düşünmek gerekir esasında. Ne de olsa günümüzde bunun pek çok örneğiyle karşı karşıya kalıyoruz. Miyazaki‘nin yaptığı ise bunu yıllar öncesinden tespit etmek olmuş.
Miyazaki‘nin 12 yıl süren mangasından senaryolaştırılan Rüzgârlı Vadi, anime sevenlerin kalbinde ayrı bir yer taşıyan, mesajlarla dolu başarılı bir animedir. Filmin müzikleri, tüm Ghibli çalışmalarında olduğu gibi animenin havasına ayrı bir hava katmıştır. Şu da tadımlık bir parça olsun animeden:
https://www.youtube.com/watch?v=wNyk_x-Y-Vw