01.06.2017

Cüneyt Karakuş’la Şipşak

1-Sinemada izlediğiniz ilk film hangisi?

Arka arkaya oynayan iki film, o nedenle ikisini birlikte anmalıyım. İlki Kolsuz Kahraman/Dubei Dao (Cheh Chang, 1967), ikincisi Kathleen Turner ve Michael Douglas’ın başrollerinde oynadığı Amazonda Fırtına/Romancing The Stone (Robert Zemeckis, 1984).

2-Kendinize en yakın hissettiğiniz film hangisi?

Cevaplaması çok zor bir soru. Dönem dönem değişiyor. Ama şu an aklıma gelen iki filmi söylemek isterim. İlki Kiracı/The Tenant (Roman Polanski, 1976), diğeri de Ah Güzel İstanbul (Atıf Yılmaz, 1966). Nedeni; safi insan! Her iki film de, korkuları, heyecanları, umutları ile sadece insanı -öne çıkan bir öykü yerine, izleğini yitirmeden ve dağılmadan- anlattığı için…

3-Yarısında çıktığınız film var mı?

Hayır. Çıkmam gerekse de çıkmamaya zorlarım kendimi. Film kötü dahi olsa izlenmeli. Hem böylece ne kadar dayanıklı olduğunuzu da test etmiş oluyorsunuz.

4-Bu filmi ben yönetmeliydim dediğiniz bir film var mı?

Zaman zaman bu sahneyi ben çekseydim dediklerim oluyor. Ancak bütün olarak bu hisse kapıldığım bir film olmadı.

5-Uykunuzu kaçıran bir film var mı?

Gel ve Gör/Idi i Smotri (Elem Klimov, 1985).

6-Hâlâ izlemediğiniz için utandığınız bir film var mı?

İzlemem gerektiği halde elimi henüz uzatmadığım Carl Theodor Dreyer filmleri… Gerçi Jeanne D’arc’ın Tutkusu’nu (La passion de Jeanne d’Arc, 1928) çocukken izlemiş olmalıyım. Ancak tekrar izlenmeli/ler…

7-Sinemada kahramanınız kim? Neden?

Sinemada kahramanım yok. Olsaydı muhtemelen o Chaplin olurdu. Yine benzeri bir yanıt olacak belki ama, insanı bütün incelikleri ile sinemanın her döneminde anlattığı ve neredeyse bütün sinemacıları öyle ya da böyle etkilediği için… Düşünsenize, yeryüzünde film izleyebilmiş insanların önemli bir bölümü en az bir kere Chaplin izlemiş olmalı.

8-Sizin için bir filmde öncelikli olan hikâye mi yoksa teknik/görsellik mi?

İçerikten yoksun bir film ruhsuz, teknikten yoksun bir film bedensiz bir varlık gibi geliyor bana… Ruhsuz ya da bedensiz bir film izlemek istemem. O nedenle olabildiğince dengeli olmalı. Fakat son raddede değerlendirecek olursam, senaryosu iyi bir filmi, tekniği iyi bir filme tercih ederim.

9-İçinde bulunmak istediğiniz bir proje ya da çalışmak istediğiniz bir oyuncu var mı?

Bu yıl çekmeyi planladığım bir film var aslında. Her şey yolunda giderse Eflâtun’u çekmek istiyorum. Özellikle çalışmak istediğim oyuncudan ziyade, hayal ettiğim karakterlere illâ istediğim oyuncular var. Fakat şimdilik sır olarak kalsın…

10-Hayatınız film olsa adı ne olurdu? 

“Hayalperest” ya da “Belki” olabilirdi.

11-AVM sineması mı sokak sineması mı?

Yanınıza oturanların mısır yemediği bir sinema. Bu tanıma sokak sineması daha fazla uyuyor sanırım…