27.10.2016
Ekşi Elmalar: İnat Ederek Tüketiyoruz Ömrümüzü
Erdoğan Hakkari’ye geri dönüyor…
Türk sinemasının sevilen isimlerinden Yılmaz Erdoğan, yeni filmiyle bir kez daha seyircinin karşısına çıkıyor. Oyuncu ve teknik kadroya baktığımızda usta ve popüler isimler kadroyu görkemli hale getiriyor. Komedi ve dramı harmanlayan yapımın, gişede başarılı olmaya çalışacak. Kelebeğin Rüyası’ndan bu yana sinemada yönetmen kimliği ile görmediğimiz Yılmaz Erdoğan’ın neler yaptığını merak ederken, öncelikle filmin konusuna göz atalım.
Sert mizacı ile tanınan belediye reisi Aziz Özay’ın (Yılmaz Erdoğan) kent çapında tanınan iki özelliği vardır. Birisi dillere destan güzellikteki elma ağaçlarının olduğu bahçesi, diğeri ise birbirinden güzel üç kızı… Kızlarının taliplisi çoktur, ancak Aziz her seferinde bir mazeret bulup kızlarının evlenmesine mani olmaktadır. İki kez kazandığı seçimlerde, bu sefer kaybedince hüsrana uğrar ve yeni seçim için hazırlıklara başlar. Kızları ise gönüllerini kaptırdıkları delikanlılarla evlenmenin hayallerini kurarlar.
Temel olarak bakıldığında kağıt üzerinde Türk sinemasında görmeye alışkın olduğumuz bir konuyu işleyen Ekşi Elmalar, Yılmaz Erdoğan’ın usta kalemiyle farklı olmayı deniyor. Özellikle akıcı diyalogların ahengi ile Hakkari’nin görsel anlamda güzel doğası birleştiğinde senaryo ve sinematografinin uyumlu olduğunu görüyoruz. Mizah ve dram dengesi iyi ayarlanarak filmin uç noktalara kayması engellenmiş. Böylece film ne sulu bir komediye, ne de ağlak bir drama dönüşmüş. Ziyadesiyle de filmden soğumanız engellenmiş.
Oyuncu performansları dikkat çekici…
Oyuncu performansları açısından da oldukça zengin bir film olan Ekşi Elmalar, bilhassa kadın oyuncuların uyumu yakalaması sonucunda istenen verim alınmış. Farah Zeynep Abdullah, Songül Öden ve Şükran Ovalı bir yandan dramatik anların yakalanmasında, bir yandan da yüz güldüren sahnelerdeki sırıtmayan oyunculuklarıyla filme güç katmışlar. Fatih Artman doğal oyunculuğuyla abartılı oynasa da, rolüne güç katmayı başarıyor. Yılmaz Erdoğan ise kariyeri boyunca pek canlandırmadığı bir role hayat verirken, yer yer abartılı olsa da, genel olarak filmin can damarı konumunda başarılı bir iş çıkarıyor.
Belki de filmin oyunculuklarındaki başarıyı Türkiye iklimindeki farklı karakter portrelerinin zenginliğine bağlayabiliriz. Ancak Yılmaz Erdoğan’ın uzun yıllar boyunca yetiştirdiği oyuncuları düşündüğümüzde, Erdoğan’ın meziyetlerini hafife almamak gerekiyor. Gökhan Tiryaki’nin görüntü yönetimini ise ayrıca öne çıkarmak gerekiyor. Mekan ve kadraj dengesini kullanarak işinin hakkını veriyor.
Dram ve mizah tonu iyi ayarlanmış…
Filmin ilk bir saatlik bölümünde seyir zevki yüksek ve aksamayan bir film varken, hikaye modern şehre taşındığı anda filmde tökezlemeler meydana geliyor. Film ilgi nesnesini kaybederek, sıradanlaşıyor. Özellikle zorlama final sahnesi, ne yazık ki filmin en kötü seçimi olarak yorumlanabilir. Erdoğan, hikayelerindeki buruk ve düşündüren tadı bu bağlamda finale yayamıyor. Bunun nedenini gişe odaklı olarak düşünebiliriz. Seyircinin isteyebileceği bir final seçilerek riske girilmemiş.
Film siyasi bir hayatı olan karakterden yola çıktığından dolayı, Türkiye’nin geçmişteki siyasi durumuna küçük dokunuşlarla değinmeyi yeğliyor. Bu yüzden de politik taşlama yapmaktansa, siyaseti arka plan olarak kullanıyor. Bu da hikayenin derinleşmesini engelleyerek, bize bildiğimiz şeylerin bir kez daha anlatılmasına olanak sağlıyor. Filmin ortalama bir filme dönüşmesine sebep oluyor.
Sonuç olarak iyi oyunculukları, teknik anlamdaki başarılı işçilikleriyle ve başarılı diyaloglara sahip bir senaryonun varlığıyla Ekşi Elmalar seyirciyi memnun edecek bir iş olarak vizyondaki yerini alıyor. Final bölümü ve hikayedeki bazı tökezlemeleri görmezden gelirsek, film akıcılığıyla izlenmeyi hak ediyor. Filmi Vizontele serisine yakın bulabiliriz. O film kadar başarılı olmasa da akrabalık bağları olduğu aşikar. Belki Yılmaz Erdoğan’ın en iyi işi değil ama kötü gününde bile Yılmaz Erdoğan’ın belli standartlara bağlı kalarak film çektiğini söylemekte yarar var.