01.06.2017

33. İstanbul Film Festivali’nde Hangi Filmleri İzledik?

The Book Thief 

“The Book Thief (Kitap Hırsızı)” 2. Dünya Savaşı’nın ortasında hem çocuk kalmaya hem hayatta kalmaya çalışan çocuk öykülerinden yalnızca biriyken, hikayenin Azrail’in ağzından anlatılması filmi benzerlerinden ayırıyor. Televizyona yaptığı işlerle tanınan yönetmen Brian Percival, The Book Thief’de düz anlatımlı bir savaş dramı vermekten öteye geçemiyor. Filmde bir edebiyat uyarlaması havasının hakim olduğu ve romandaki atmosferin hissettirildiği kesin ama “kitap hırsızı” meselesi yeterince işlenmediğinden Nazi Almanyası’nı konu alan diğer filmlerden pek farkı kalmıyor.

Tuğba Nur Yıldırım

Filmin eleştirisini okumak için tıklayın

[youtube url=”http://www.youtube.com/watch?v=92EBSmxinus”]

Prisoners

Prisoners, herhâlde her ebeveynin kâbusu olan bir çocuk kaçırma olayını konu alıyor.  Başlangıçta iki tipik Amerikan ailesi, beraber bir Şükran Günü geçirirlerken, günlük hayata dair bir aile filmi mi izleyeceğiz acaba diye düşünen seyirci, birden bire kan donduran bir gerilim, bitmek bilmeyen bir takip, kendi değerlerini de sorgulatan kararlar ve insanlık sınırını zorlayan olaylar örgüsünün içinde buluyor kendisini. Filmdeki gri gökyüzüne eşlik eden; grinin çeşitli tonlarına yayılmış, siyah-beyaz ahlâk anlayışı ile kabullenilmesi zor eylemler, bizim de koltuklarımızda rahat oturmamızı engelliyor. Hem çocukların hayatı, hem ahlâk, hem insanlık, hem de duygusal türbülanslar arasındaki gerilimli gidiş gelişler ile izleyiciye tam bir sinema tatmini sunan Prisoners, 2013 yılının en iyi filmlerinden.

İnci Tulpar

Filmin eleştirisini okumak için tıklayın

[youtube url=”http://www.youtube.com/watch?v=bpXfcTF6iVk”]

I Am Not Angry

Üniversite öğrencisi Navid, Tahran’da katıldığı siyasi olaylar sonrasında okuldan atılır. Beş parasız Navid, çalıştığı işten de atılınca çok sevdiği sevgilisi Setare ile evlenebilmek için yeni iş ve para bulmaya çalışsa da bir türlü bunu başaramaz. Sinirlerine hakim olmak için doktora gider, ilaç alır ama olmaz.. Yaşamın zorluğu karşısında sinirlenmemek mümkün değildir. Reza Dormishian yazıp yönetiği filmin başrollerini, Baran Kosari, Navid Mohammadzadeh, Reza Behboudi paylaşıyor. Filmde Navid’in yaşam koşulları çok ağır olsa da yönetmen bu koşulları sıkmadan ve hatta bazen güldürerek anlatmayı başarmış. Sonu çok da filmin akışına uygun bitmese ve üzse de bir şans verilebilir.

Özlem Durmaz