Gereğinden Fazla Uzatılan 5 Dizi

Sürekli içerik üretilen fakat genellikle aynı konuların tekrar edildiği dizi ve sinema sektörünün günümüzde geldiği nokta üzücü. Çok talep az arzdan, az talep çok arza geçiş yaşanıyor. Bu nedenle her gün önüne yüzlerce dizi ve film konan izleyicinin dikkatini çekmek kolay olmuyor. Yapımcıların da orijinal konulara yatırım yapmaktansa, ekranda kalıcı olma kaygısıyla çok tutulan yapımların devam filmlerini, ilerleyen sezonlarını ve ona benzeyen işlerini tercih etmeleri kaçınılmaz oluyor. Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez düşüncesiyle gereksiz yere sezon uzatmaktan ya da aynı şeyi tekrar ısıtıp önümüze koymaktan çekinmiyorlar.

Ardı arkası kesilmeyen süper kahraman filmleri, efsaneleşmiş müzisyenlerin hayatlarından esinlenilerek yazılan biyografik senaryolar, popülaritesi artan oyuncuları aynı anda birden fazla yapımda oynatarak yüzlerini eskitmeleri, yıllar sonra tekrar çekilen zamanının sevilen yapımları, devam filmleriyle artık bıktıran perili oyuncaklar, şeytani rahibeler, filmlerin diziye, dizilerin filme dönüşmesi, kitapların ekran uyarlamaları, yapımcıların artık “Senaryo güzel mi?” değil “Bize ne kadar para kazandırır?” sorusunu sormaları bir süre daha sektörü oyalayacak gibi duruyor.

İşte tadı damağında bırakmak varken, izleyicisine mide fesadı geçirten 5 dizi:

La Casa de Papel

Yalnızca bir iki değil, hemen hemen her karakterini bizlere sevdiren, dikkat çekici konusu, heyecan verici aksiyonlarıyla bizi ekran başına kilitleyen, İspanyol dizilerinin popülaritesini artıran, son derece başarılı iki sezonuyla hepimizi kendine hayran bırakan La Casa De Papel’in yapımcıları, gösterilen ilgiden güç alarak biraz daha para kazanmak istemiş olacaklar ki, dizi üçüncü Sezonuyla 19 Temmuz’da yayın hayatına dönmeye hazırlanıyor.

Olaylar bir sonuca bağlanmış, ölen ölmüş, çalan çalmış, aşıklar buluşmuş ve dizi bitmiş. Bunun üzerine yeni bir sezon yazmak, çoktan son nefesini veren Berlin karakterini yeniden kadroya almak, kelimenin tam manasıyla ölüyü diriltmekten başka bir şey değil.

Yine de “Önemli olan varılacak nokta değil yolculuktur,” diyenler, “Bu ekip aynı bankayı soysa yine izlerim,” diye düşünenler, sonunu bildikleri halde sevdikleri karakterlerle bir süre daha vakit geçirmek isteyenler yine ekran başında yerlerini alacaklar. O nedenle yapımcılar da haklı. Çünkü ne yazık ki izleyiciye bağlı bir yapım olmak yerine kendi çizgisinde ilerleyerek kaliteyi düşürmemek şu günlerde tercih edilmiyor.