29.05.2017
Gods of Egypt: Beyaz Perdede Konsol Oyun Deneyimi
Hollywood’da yaptığı peşi sıra filmlerle hatırı sayılır bir hayran kitlesi edinen Alex Proyas, 2009 yapımı “Knowing”den bu yana daha çok dizi bölümleri yönettikten sonra uzun metraj kariyerine devam ediyor. Ülkemizde “Mısır Tanrıları” adıyla vizyon görecek olan Gods of Egypt, Hollywood sinemasının popüler isimlerini buluştururken, Proyas’nın kariyerinin farklı yönlere kaymaya başladığını özetler gibi duruyor.
Her zaman olduğu gibi filmin konusunu kısaca özetlersek: Tanrı Horus (Nicolaj Coster-Waldau), babasından Mısır krallığını devralmak üzeredir. Tam taç töreni sırasında amcası Set (Gerard Butler) törene katıldığı anda Horus’a bir komplo düzenler. Tanrı Set’in hüküm sürdüğü Mısır bir anda karanlığa mahkum olur. Horus bu durumu tersine çevirmek adına, ölümlü dostu Bek (Brenton Thwaites) ile beraber Tanrıların tanrısı Ra’dan (Geoffry Rush) yardım istemeye karar verirler.
Genel olarak hikâyeye baktığımızda, aslında diğer mitolojik hikayelerden farklı olmadığını görebiliriz. Belli ki Hollywood Yunan mitolojisini yeterince tırtıkladığını kabul etti. Bu yüzden de gözünü Mısır mitolojisine çevirdi. “Titanların Savaşı” serisine bağlantısız olarak bir nevi devam filmi diye nitelendirebileceğimiz film, yine tanrılar arasındaki hesaplaşmayı irdelerken, görsel efektler havada uçuşuyor.
İşte tam bu noktada filmin en büyük eksisi ortaya çıkıyor. Filmin en büyük kozlarından biri olan görsel efektler, bir şeye benzetmemiz gerekirse konsol oyunlarındaki oyun grafiklerine benzerliğiyle hayal kırıklığına uğratıyor. Özellikle karakterlerin tanrısal güçleriyle dönüşüm geçirdiği sahnelerde ve tanrılar arasındaki savaşlarda, efektler tek kelimeyle yapaylaşıyorlar. Bu da hikâyenin inandırıcılığına sekteye uğratıyor.
Görsel efektleri bir kenara bıraktığımızda ise akıcı bir film sizleri bekliyor. Türlü türlü klişeler havada uçuşsa da, görsel açıdan göze hoş gelen hoplama zıplamalı sahneler veya dövüşler filmin seyir zevkini arttırıyor. Filmin karakterleri bir aksiyon filmine göre son derece esprili karakterler olması nedeniyle, hedef kitleye eğlence vadediyor. Genelde bu tip mitolojik hikayelerde baş vurulmayan mizah anlayışı bu filmin öne çıkan noktalarından bir tanesi oluyor.
Oyunculuk performansları bir aksiyondan beklenecek kadar vasat diyebiliriz. Gerard Butler, 300 Spartans filminden çıkma hareketleriyle kendini tekrar ederken, Nicolaj Coster-Waldau Game of Thrones’taki halinden farklı bir karakter çalışmasına imza atıyor. Buna rağmen uzuv kayıpları konusunda ise neredeyse aynı acıları paylaşıyorlar.
Alex Proyas, saygı duyulan işlere imza attığından dolayı, Gods of Egypt‘ın yönetmeni takip eden izleyiciler için hayalkırıklığı yaratacağı aşikar. Çünkü yönetmen yaratıcı, akıl açan filmlerinin aksine, sadece gişe hedefi olan bir filmi yöneterek, kariyerin yavaş yavaş yaratıcı döneminden, para biriktirme zamanına geçtiğinin ilk sinyallerini veriyor gibi. İleride bizi şaşırtırsa buna sadece sevinebiliriz.
Son tahlilde kötü efektleriyle bir bilgisayar oyununu andıran film, vasat oyunculuklarıyla sinemada fark yaratamıyor. Salt aksiyondan hoşlanan, Mısır mitolojisi konseptine ilgi duyanlar ya da üç beş sığ espri bana uyar diyenler için denenmesi gereken bir film diyebiliriz. Aksi takdirde pas geçmeniz hayal kırıklığına uğramamanız adına hayırlı olacaktır.