Ünlü Dickens romanının onlarca yorumu arasından 1998 Yapımı Great Expectations/Büyük Umutlar’ı seçip seyretmek için 3 geçerli nedeniniz:
1
Yönetmeni Alfonso Cuarón’un adetâ bir tablo gibi işlediği her sahne, filmin estetik mükemmelliği ve neredeyse her sahnede kullandığı o güzelim yeşil tonları…
Ayrıca filmde Finn’in (Ethan Hawke) çizdiği tüm tablolar İtalyan ressam ve sanatçı Francesco Clemente’ye aittir ve bu film için özel olarak hazırlanmıştır.
2
Her sahneyle uyumlu, akıllıca seçilmiş ve duyduğunuz her an filmin tam da o sahnesine sizi hemen geri taşıyan, Cesária Évora’dan Pulp’a, Iggy Pop’dan Scott Weiland ve Chris Cornell’e kadar nefis müzikleri.
Tori Amos’ın bu film için özel yazdığı “Siren” bile tek başına filmi sırtında taşımaya yeterlidir aslında…
3
Sadece filmin başı ve sonunda kısa sahnelere imza attığı halde neredeyse filmin her sahnesinde varlığını hissettirebilen Lustig rolündeki Robert De Niro, Finn karakteri sanki kendisi için yazılmış olan Ethan Hawke ve şimdiye kadar seyrettiğim en güzel Estella; Gwyneth Paltrow’u bir kenara alsak bile, Anne Bancroft’un canlandırdığı Ms. Dinsmoor karakteri sizi filme esir ve hayran edecek.
Unutulmaz diyalog: Ms. Dinsmoor: Bana elini ver.. Bu ne sence? Finn: Sizin.. Sizin göğsünüz.. Ms. Dinsmoor: Kalbim. O benim kalbim…ve kırık. Hissedebiliyor musun? Finn: Üzgünüm.