16.04.2016
İFF Antidepresan: Şövalye
Yetişkinler İçin Sidik Yarışları
Avrupa sinemasının son yıllardaki durgunluğuna son veren Yunan Yeni Dalgası, yükselmeye devam eden sinemaları adına ardı ardına örnekler çıkarmaya devam ediyorlar. Bu ekolün temsilcilerinden “Attenberg” filmiyle tanıdığımız Athina Rachel Tsangari, yeni filmi “Şövalye / Chevalier” ile İstanbul Film Festivali’nin Antidepresan bölümü kapsamında seyirciyle buluştu. Attenberg filmiyle net karar veremediğimiz yönetmen, bakalım ikinci filmiyle kafalardaki soru işaretlerini kaldırabildi mi?
Filmin konusunu kısaca özetleyelim: Farklı işlere sahip altı adam bir deniz yolculuğuna çıkarlar. Bu deniz yolculuğunda dalış yaparak, sohbet ederek ve oyunlar oynayarak vakit geçirmeye çalışırlar. Ancak aralarından birinin oyundaki durumdan memnuniyetsizliğinden kaynaklı olarak katılım göstermemesi üzerine akıllarına yeni bir oyun üretmek fikri gelir. Buna göre bu altı kişi, herkesin öne sunacağı çeşitli oyunlarda en iyiyi belirlemek üzere oyunlarına başlarlar. Bu oyunlardaki davranışlar da, karakterlerin birinciyi belirlerken kararlarını etkileyecektir.
Yunan sinemasından yine yaratıcı bir senaryo daha sinemaya kazandırılmış gözüküyor. Filmdeki karakterlerin her birinin farklı huylara sahip insanlar olmalarından dolayı, değerlendirme kıstasları farklıdır. Böylece grubun arasındaki sinerji ve dengesizlikler, gemi hayatındaki yaşamın inişli çıkışlı yönünü belirlemeye başlar. İnsanların tavırları ve rekabetçi tarafları, koca yetişkin adamların bir avuç çocuğa dönüşmesine neden olur.
Zaten filmin kadın yönetmeninin de yapmak istediği şey bu gibi gözüküyor. Erkek egemen toplumlardaki erkeklerin en iyi olma pahasına, aralarındaki sidik yarışını taşlamasını yaparak bir nevi toplumu eleştiriyor. İnsanların kendini beğendirme içgüdüsü ve yarışmaya endeksli hayatlarının izdüşümünü çizerek çarpıcı noktalara parmak basıyor.
Film başyapıt olma potansiyeline sahipken, bu şansını elinin tersiyle itmeyi seçiyor. Harika bir senaryonun varlığına rağmen, yönetmenlik anlamında sıkıntılar filmin genelinde hissedilince film çıkış ivmesini tamamlayamadan iyi ve eğlenceli bir film olmanın ötesine geçemiyor. Aynı sorunun yönetmenin ilk filmi Attenberg’de de olduğunu söylemekte yarar var. Lanthimos’un yükselttiği çıtayı baz aldığımızda, maalesef Tsangari daha alt lige ait olduğunu gösteriyor. Yine de yönetmenden umudumuzu kesmiş olmamakla beraber üçüncü filmde kademe atlamasını ümit ediyoruz.
Sonuç olarak harika senaryo ve iyi oyunculuklarına rağmen, film vasat yönetmenlik ile tempo sorununa kurban gidiyor. Başyapıt olmaktansa, iyi ve eğlenceli bir film olma yoluna gidiyor. Filmin ilk yarısına dayanabilirseniz, filmin ikinci yarısı oldukça keyifli vakit geçirmenizi sağlayacaktır.