29.05.2017
İftarlık Gazoz: Biz Zamanlar Masumduk…
“Dondurmam Gaymak” ile üzerine dikkatleri çektikten sonra, “Entelköy Efeköy’e Karşı” filmiyle hem gişe, hem de izleyici bazında beğeni kazanan Yüksel Aksu, yeni filminde başrolleri çocuk oyuncu Berat Efe Parlar ve ünlü oyuncu Cem Yılmaz‘a teslim etti. Tabii Cem Yılmaz‘ın ismi sayesinde de, filme olan beklentiler artmaya başladı. Buna ek olarak yönetmenin önceki filmlerinden de aşina olunan Ege bölgesinin sempatik şivesinden aldığı güç ile vizyonda yerini alacağı tarihi sabırsızlıkla bekliyorduk.
Filmin konusunu şöyle özetleyebiliriz: Adem (Berat Efe Parlar) karnesini aldığı gibi onu bekleyen yaz tatiline kucak açmıştır. Kasabanın gazozcusu Cibar Kemal (Cem Yılmaz), Adem ile konuşmasından etkilenir ve onu yanına yaz tatilinde çırak olarak almak ister. Adem’in babası karşı çıksa da, bu durum Adem’in işine gelir. Çünkü gazozcuda çalışırsa, hem bir yandan biriktirdiği gazoz kapaklarına daha kolay ulaşabilecektir. Hem de istediği gibi gazoz içebilecektir. Ancak unuttuğu bir şey vardır. Ramazan ayı başlıyordur. Okuldan hoşlandığı kız Berna’nın oruç tutacağını söylemesi üzerine onun da oruç tutması gerekiyordur. Kavurucu yaz aylarında bir yandan çalışırken, bir yandan da nefsi ile imtihanı Adem’i çekilmez bir ikileme sürükler.
İftarlık Gazoz, bir yandan bir büyüme hikâyesi anlatırken, unutmaya başladığımız insani değerlerimizi hatırlatmaya çalışıyor. Son yıllarda pek işlenmeyen usta – çırak ilişkisini merkezine oturtturarak, ülkeye yayılmaya başlayan karanlık bulutların saflığımıza çökmediği anlara dokunuyor. Bu bağlamda işlediği konu itibariyle nostaljik tatlar da bulabileceğimiz yapım, komedi filmi görünümünün altına dramatik öğelerini ince ince işleyerek seyirciyi farklı duygular arasında gezdiriyor.
Özellikle yönetmenin önceki filmlerinden de anımsayabileceğimiz gibi mizahını daha çok hayatın anlarından üreterek, sahici ülke insanına kamerasını yakınlaştırıyor. Böylece ülkemizde tuzu fazla kaçırılan vıcık mizah anlayışına sapmadan samimiyetten ortaya çıkan mizahı tercih ediyor.
Film her ne kadar büyüme hikâyesinden ilerlese de, aynı dönemde patlak veren siyasi dalgalanmaların etkilerini, filmin içinde eritmeyi başarıyor. Bu bakımdan Türk sineması açısından örneklendirmemiz gerekirse; Dondurmam Gaymak ile Babam ve Oğlum filmlerinin karışımı olarak da sığlaştırabiliriz.
Filmin görüntü yönetmeni Mirsad Herovic ustalığını konuşturarak filmin görsel olarak kusursuzlaşmasına olanak sağlıyor. Bilhassa tütün tarlasındaki gece sahnesi Türk sineması adına unutulmaz karelerden biri olabilecek nitelikte kotarılmış.
Tabii ki İftarlık Gazoz kusursuz bir film değil. Özellikle filmin göbeğine yerleştirilen animasyon sahneler filmin hantallaşmasına neden oluyor. O ana kadar takır takır işleyen kurgu, animasyon sahneler ile kimi mizansenlerin tekrara düşmesi sonucunda filmin temposunda aksamalara neden oluyor. Aynı şekilde imam sahnelerinde film zaman zaman durağanlaşıyor. Kurgu bakımından bazı sahnelerden feragat edilebileceği gerçeği gözlerden kaçmasa da, bütüne bakıldığında tatmin edici bir iş ortaya çıkıyor.
Filmin özellikle güçlü olduğu konulardan biri ise, oyunculuklar. Cem Yılmaz Ege ağzıyla kesinlikle sırıtmazken, filmin oyuncularından ve aynı zamanda çocuk oyuncu Berat Efe’nin oyuncu koçluğunu da yapan Ümmü Putgül doğal oyunculuğuyla kadronun en parlak isimlerinden biri haline geliyor. Çocuk oyuncu Berat Efe Parlar, filmi adeta tek başına sürükleyerek ileride başarılı bir oyuncu olabileceğinin sinyallerini veriyor. Üstüne de yerel halkın sempatik ve doğal oyunculukları ile profesyonel oyuncuların tatmin edici performansları eklendiğinde, filmi yukarı çıkartan faktörlerden en önemlisi oyunculukları gücü ve kalitesi oluyor.
Film seyirciyi özlediği saf, temiz, mutlu günlere götürürken, zamanın içinde kaybolmasını sağlıyor. Böylece insanların birbirine saygı gösterdiği, manevi değerlerin kaybolmadığı bir dünyada yolculuğa çıkıyoruz. İşte tam bu noktada hayallere dalacakken, film ortaya hayatın gerçeklerini sokuyor. Böylece bir ülkenin nasıl nefret toplumuna dönüştüğünü basit ama vurucu olarak gözler önüne seriyor. Politik anlamda ters okumalara da açık olan İftarlık Gazoz, umarım alt metninde verdiği mesajı gerçek anlamıyla seyirciye ulaştırabilir.
İftarlık Gazoz, 70’li yılların huzurlu bir Ege kasabasından bir yandan kaybettiğimiz masumiyeti hatırlatırken, bir yandan da kaybolmaya başlayan değerlere sahip bir ülkenin kirlenmeden önceki profilini çıkarıyor.
Sonuç olarak görsel olarak tatmin edici, oyunculuk anlamında bir yandan samimi, bir yandan da iyi performansların ortaya çıktığı bir filme dönüşüyor. Kimi zaman aksamalarına rağmen yeni yılın iyi Türk filmlerinden biri olarak tavsiye edilir.