24.08.2019
İmrenilecek Bir Ortaklık: Fosse/Verdon
Thomas Kail ve Steven Levenson’ın Tony, Emmy ve Oscar kazanmış başarılı koreograf yönetmen Bob Fosse ve onun uzatmalı karısı Broadway’in en iyi dansçılarından Tony ödüllü Gwen Verdon’un birlikteliklerini ekran için adapte ettiği dizi Fosse/Verdon (2019), ilk bakışta sanıldığı gibi klasik bir biyografik drama değil. Aksine dizi, alışık olmadığımız bir hikâye anlatımıyla ilerliyor ve bu iki sanatçının tanışmalarından Fosse’nin ölümüne kadar olan yıllarda yaşadıkları önemli olayları zamanda ileri ve geri giderek bizlere sunuyor.
Diziyi sevmek için söz konusu sanatçıları tanımak, onların eserlerini bilmek ya da onların hayranı olmak gerekmiyor. Uzun süre önce vefat etmiş olan bu ikilinin hayatları kiminin ilgisini çekmese de dizi, sahne geçişleri, müzikal dokunuşları, görsel zenginliği, Michelle Williams ve Sam Rockwell’in dudak ısırtan oyunculukları ve alışılmışın dışında anlatım tekniğiyle izleyiciyi ilk bölümlerden kendine bağlamayı başarıyor.
Verdon’un Şanı Sönerken, Fosse’nin Hükümdarlığı Başlıyor
Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır sözünün tam anlamıyla hayat bulduğu bir ortaklık Verdon’la Fosse’ninki. Gwen Verdon olmasaydı Bob Fosse’nin de sahip olduğu şöhreti yakalayamayacağında herkes hemfikir.
Yaratıcılar da bu nedenle diziyle birlikte, kocasının ardına saklanmış, onun başarısının gölgesinde kalmış, hakkında çok da fazla belge bulunmayan Gwen Verdon’un aslında kim olduğuna dikkat çektiklerini ve bir zamanların fırtınalar estiren Broadway dansçısının gerçek kimliğine değindiklerini söylüyor. Böylelikle Verdon’un genç kızken yaptığı ilk evliliğinden ve o evlilikten olan oğlundan da bahsederek, kendisinin duygusal kimliğini de etraflıca detaylandırmış oluyor.
Verdon, 1950 ve 60’lı yıllarda kariyerinin zirvesindeyken o zamanlar adı duyulmamış bir koreograf olan Fosse’yle evleniyor ve uzun süre aynı projelerde çalışarak kocasına ünüyle destek sağlıyor. Fakat 1970’lere gelindiğinde karı koca ilişkileri bitip, derin bir arkadaşlık ve sıkı bir ortaklık içine girdikten sonra Verdon’un adı yavaş yavaş Broadway’den silinmeye, yerine kocası Fosse’nin adı endüstriyi çalkalamaya başlıyor. Artık Verdon olmadan Fosse’ye iş vermiyoruz diyen yapımcılar, Fosse olmadan Verdon’u işe almıyoruz mantalitesine giriyor. Eski görkemine kavuşmak isteyen Verdon’un çabaları ise spot ışıklarının altında yalnızca kendisinin durmasından memnun olan, başarıyı obsesyon haline getiren ve geçirdiği kalp krizinin, kullandığı maddelerin ya da yorgunluğun bile durduramadığı Fosse tarafından baltalanıyor.
Yine de Verdon hiçbir zaman Fosse’nin yanından ayrılmıyor. Bize de uğruna ilişkisini bitirdiği, iyi bir sanatçı fakat kötü bir insan olan Fosse’ye neden bu kadar bağlandığını ancak tahmin etmek düşüyor. Yapımcılar da bu bağlılıktan yola çıkarak hayatını kocasına adamış bir kadın olan Verdon’la, kariyerindeki müthiş başarıya tezat kişiliğiyle şaşırtan Fosse’yi iki ayrı kişi olarak ele almıyor. Tüm sahneler çiftin ilişkisine ve otuz yıllık ortaklıklarına odaklanıyor. Dizinin isminin Fosse ve Verdon değil de Fosse/Verdon olması ikilinin aslında zaman içinde tek bir vücutta birleştiklerinin de bir göstergesi.
Sekiz bölümlük mini-seri, Fosse’nin yönettiği Charity müzikalinin açılış gecesine giderken geçirdiği kalp kriziyle sonlanıyor. Yanı başında ise kadim dostu, hayat ortağı Gwen Verdon, bir an olsun Fosse’nin elini bırakmıyor, “Ben buradayım,” cümlesini birkaç kere tekrarlayarak kendisini telkin ediyor. Her zaman olduğu gibi, Fosse son nefesini verirken de Verdon yine kocasının yanında duruyor.
Kıskanılacak Kariyeri Olan Başarısız Ebeveynler
Fosse ve Verdon’un karı koca ilişkilerini duygusal anlamda bitirmelerinden sonra Fosse’nin çalkantılı yaşantısı ve madde bağımlılığı, iyi bir baba figürü olmasını engellediğinden kızları Nicole uzun yıllar annesi ile kalıyor. Verdon da kendisinden küçük erkeklerle birliktelik yaşamış olmasına rağmen kızına güvenilir bir ev yaşantısı sunabiliyor. Ya da öyle olduğunu düşünüyor.
Anne ve babasının ayrılıkları genç kızlığa adım attığı zamana denk gelen Nicole’un ebeveynlerinin yalan, uyuşturucu ve aldatma üçlüsünde parçalanan kişisel hayatlarını hiçe sayarak eğlence sektöründe ünlerine ün katma çabalarına birebir tanık olduğu için depresyona girmesi kaçınılmaz oluyor. Yaşadığı sıkıntıların çözümlerini alkol ve uyuşturucuda arayan Nicole, uzun süre arkadaşlarıyla beraber hayatın içinde sürükleniyor. Yıllarca maddelere bağımlı yaşayan kız en sonunda iyileşme sürecine giriyor ve hayatı boyunca yaşadığı New York’tan ayrılıyor. Şu anda elli altı yaşında olan gerçek Nicole Fosse evli ve üç çocuk sahibi.
Dört Emmy Adaylığı
“En İyi Mini Seri”, “En İyi Kadın Oyuncu”, “En İyi Erkek Oyuncu” ve “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” dallarında dört Emmy adaylığı olan dizinin ödüllerden en az birini alması bekleniyor. Çünkü Michelle Williams ve Sam Rockwell ekranda harikalar yaratıyor, canlandırdıkları karakterleri gerek görüntüleriyle gerekse davranışlarıyla tam anlamıyla bizlere yansıtıyor.
Dizinin yapımcıları da bu iki oyuncuyla yaptıkları görüşmenin hemen sonrasında aradıklarını bulduklarını söylüyor. Williams ve Rockwell’in beraber oynadıkları sahnelerindeki kimyaları da bu ikilinin rolleri için biçilmiş kaftan olduklarını gösteriyor. Özellikle Michelle Williams’ın Gwen Verdon’u diziyi izlenmeye değer kılan etmenlerden bir tanesi diyebiliriz.