19.12.2017

Jake Gyllenhaal’un Rol Aldığı En İyi 10 Film

Son dönem Hollywood’un en popüler aktörlerinden, Jake Gyllenhaal. Ancak bu popülerlik aldığı ödüller ya da kazandığı paradan gelmiyor. Oyunculuğu ve proje seçmesindeki başarısıyla git gide elit aktörler arasına giren Gyllenhaal, her sene iyi bir yönetmenin iyi filminde karşımıza çıkmaya başladı. Genç yaşına rağmen birçok iyi filmde oynayan Gyllenhaal’un rol aldığı en iyi filmlere bakacak olursak…

 

End of Watch

Jake Gyllenhaal’un karşımıza Los Angeles Polis Departmanı’nda bir memur olarak çıktığı End of Watch, David Ayer’ın aktüel kamera kullanarak çektiği sahnelerle öne çıkan, polis belgeseli havasında bir film. Senaryosunda pek bir yenilik olmamasına rağmen çekimleri ve oyunculukları ile öne çıkıyor. Gyllenhaal’un rolüne hazırlanabilmek için LAPD ile birkaç ay devreye çıkıp bazı suç ve cinayetlere tanık olduğunu da ekleyelim.

 

Prisoners

Gyllenhaal gibi Hollywood’un yükselen bir diğer ismi yönetmen Denis Villenueve’ün eseri olan Prisoners, kızlarının kaçırılması sonucu adaleti kendi elleriyle aramaya çalışan bir adam ve dedektifin hikayesini anlatıyor. Gyllenhaal’un yanısıra Hugh Jackman ve Paul Dano gibi isimleri de barındıran film, çaresiz kalmış bir babanın yaşadığı duygusal çöküntü ve gerilimi layığıyla aktarıyor.

 

Jarhead

Savaşa giremeyen bir askeri birliğe mercek tutan Jarhead, askerliğin insan psikolojisine etkilerini izleyiciye sunuyor. Yönetmen Sam Mendes’le Gyllenhaal’u buluşturan film, en iyi savaş filmlerinden olmasa da son dönemin popüler konularından olan savaş psikolojisine dair iyi bir örnek.

 

Nightcrawler

Senarist Dan Gilroy’un ilk yönetmenlik denemesi olan Nightcrawler, vizyona girdiği dönemde zaman geçtikçe popülerleşen filmlerden oldu. Gyllenhaal, sinema tarihinin en tuhaf sosyopatlarından biri, Louis Bloom olarak karşımıza çıkıyor. 21. yüzyılın Travis Bickle’ı olarak gören kitle de azımsanmayacak boyutlarda. Uğruna yaşayacak bir amaç arayan Louis ordan oraya savrulurken tanık olduğu bir olay haberciliğe yönelmesini sağlar. Louis’in bir süre sonra haberciliğin gerçekliğinden kopup kendi gerçeğini yaratmaya başlar.

 

Enemy

Denis Villenueve, Jake Gyllenhaal, kaos kuramı ve paralel evren… Jose Saramago’nun kitabından uyarlanan Enemy, hazmetmesi zor bir film. Bir kalıba koymakta zorluk çektiğimiz Enemy’i en iyi David Lynch sinemasındaki o anlaşılması güç yapıya benzetebiliriz. Metaforlarla bezeli filmde Gyllenhaal karşımıza iki farklı karakterde, ikisinin de hakkını vererek, çıkıyor.

 

October Sky

Jake Gyllenhaal’un daha 19 yaşındayken rol aldığı October Sky, Homer Hickam’ın hayat hikayesinden uyarlanan bir hikayeye sahip biyografik film. Maden bölgesinde geçen film, Jake Gyllenhaal’un en duygusal ve sade işlerinden. Üzerinden yıllar geçse de hala en iyi filmlerinden biri.

 

Donnie Darko

Jake Gyllenhaal’u dünyaya tanıtan film. Bundan 20 yıl sonra da adından bahsettirecek bir kült eser. Seksenlerin gençlik filmlerindeki atmosferle, korku filmlerindeki gerilimi ve Lynchvari belirsizliği birleştiren Donnie Darko, şüphesiz tüm zamanların en özel paralel evren filmlerinden. Yapılan her seçimin bir sonucu olduğunu, hiçbir şey yapmamanın bile bir seçim olduğunu anlatan film kendine has sahneleriyle 21. yüzyılın en popüler filmleri arasında.

 

Zodiac

David Fincher’ın kıyıda köşede kalmış denebilecek, underrated filmi. 1960’larda seri cinayetler işleyen ve kendine Zodiac takma adını koyan katilin yıllar süren kaçış ve suç hikayesini anlatan Zodiac, sakin temposuyla, karakter derinliği yaratma becerisi ve atmosferiyle öne çıkan ve hak ettiği değeri göremeyen filmlerden. Gerçek suç dosyalarından belgeler alınarak çekilen film gerçekçi yanıyla da izleyiciyi yakalamayı başarıyor.

 

Brokeback Mountain

Yönetmenliğini Ang Lee’nin üstlendiği, erken yaşta kaybettiğimiz Heath Ledger’ın başrolünde barındıran Brokeback Mountain, Gyllenhaal’e tek oscar adaylığını getiren film olma özelliği taşıyor. Pulitzer ödüllü E. Annie Proulx hikayesinden uyarlanan film, Lee’nin popüler kültür – sanat sineması arasındaki bağı başarılı şekilde kurmasının yanında merkezine aldığı aşk hikayesiyle de sinemada eşcinsel teması adına bir dönüm noktası.

 

Demolition

Bir insanın, amaçsız hayatına tepkisiz kalmasını ya da etmesini beyazperdede sıkça izliyoruz. Peki, o beğenmediği hayatı kendi elleriyle yıkanı… Marc Vallée, Demolition’da bunu, yarattığı Davis (Jake Gyllenhaal) karakteri ile mükemmel bir şekilde başarıyor. Hollywood filminden beklenmeyecek bir derinlik sunan Demolition, bir beyaz yakalının sistemin rutininden derin acısı sayesinde çıkmasını anlatıyor.