28.05.2016

Kamera Arkası Hesapları

Çeviri: Birben KARAN

Film finansmanı ile ilgili 7 kirli sır

Goodloe Law ve Kines Global şirketlerinin yönetici ortaklarından ve “Harry Potter”, “The Lord of the Rings” ve “Rush Hour” gibi milyar dolarlık film bütçelerinin arkasındaki kadın olan Bianca Goodloe, Indiewire Dergisi için, film finansmanı ile alakalı profesyonel ipuçları vermiş..

Siz de film finansmanı ile ilgili 7 kirli sırrını öğrenmek ister misiniz?

1. Kirli oynayın

Doğru bütçe yoktur, doğru bütçe formülü vardır! Önce filminiz için olabilecek en taban masraflarla, en düşük bütçeyi çıkarın; sonra bu bütçeyi kendinize saklayın. Bu sizin küçük kirli sırrınız olsun ve bu iskelet bütçeyi dolabınızın en dip köşesinde, ancak çıkarmaya zorlanacağınız o son ana kadar kendinize saklayın. O noktaya gelene kadar takip edilecek diğer formüller:

2. Bütçe ile seks

Yönetmeninizin hayal ettiği o mükemmel bütçeyi alıp olabildiğince kırpın. Sonra o kırpılan bütçeden, filmin uluslararası piyasalardaki olası satış değerini düşün. (tabii ki kıyaslanan ülke piyasası ve filmin o piyasadaki satış değeri, ekonomik ve politik değişkenlerle çok bağlantılıdır; örneğin bugünlerde Rusya, İtalya ve İspanya piyasalarında film pazarlamak neredeyse değersizdir.)

Sonra filmin çekim lokasyonuna bağlı olarak olası vergi masraflarını ekleyin ve film için en avantajlı çekim lokasyonu seçin.

Mesela o noktada bütçeniz $1,000,000 altındaysa ve başrolünüz Los Angeles şehrinde yaşıyorsa, filminizi rahat rahat Los Angeles’da çekebilirsiniz. Eğer bütçeniz yine $5,000,000 altındaysa bu sefer daha avantajlı olabilecek New Orleans’a değiştirirsiniz lokasyonu. Ama bütçeniz eğer o noktada $10,000,000 üstüne çıkmışsa en iyisi bir pasaport temin etmeniz ve Romanya’ya seti taşımanızdır..

Son olarak bu eklenerek çoğalan bütçeye bir de $1,000,000 ekleyerek filmin ulusal festivallerde gösterime girmesi için gerekli masrafları da katmış olun.

3. Para

Yukarıdaki bütçeye, filminizin festivaller arası gezebilmesi için gerekli ulaşım, katılım vs masraflarının kapsayacak bir $100,000 daha eklemeniz gerekir.

Ve tebrikler! Bu noktada ilk çekim bütçenizi oluşturmuş oldunuz!

Şimdi oluşan son rakamdan %10 düşerek çıkan tutar ile avukatınızın stüdyolar ve finansörlerle görüşmelere başlamasını sağlayın.

4. Paranın değerli olmadığı nokta

“Paranın yokluğu yaratıcılığınızı ateşler.”  (Bianca Goodloe, Esquire)

Eğer on iki ay içinde bu oluşturduğunuz bütçeye bir türlü finansman yaratamazsanız; bir beş yıl daha kapı kapı dolaşıp boşuna vakit harcamak yerine daha yaratıcı olmanız gereken bir aşamaya gelirsiniz. İşte bu noktada, o dolabın dibine attığınız iskelet bütçenizi ortaya çıkarın ve üzerinde oynayın.

Örneğin senaryoda başrolünüzün turbülansta rehine kurtarma operasyonu çekimi için bir özel jet kiralamayı düşünüp bütçede $250,000 ayırdıysanız, sallanan bir fabrika asansörü de aynı işi görür ve hoop! $250,000 bütçeden bir kalemde silinir. Unutmayın, imkansızlıklar yaratıcılığı ateşler!

5. Büyük Oynayın

Yine unutmayın, aktör ne kadar büyük olursa olsun çok iyi bir senaryo karşısında ilgisiz kalamaz. Ve aktörümüz bir de üstüne bağımsız filmlerde daha önce rol almışsa, ne kadar büyük olursa olsun kovalamanız için müsaittir.

Küçük ve bağımsız filmlerin iyi aktörlere ihtiyaç duyduğu gibi -ne kadar büyük ve ünlü olursa olsun- aktörlerin de bu tür filmlere kariyerleri için ihtiyacı vardır. Yeter ki sağlam bir senaryo ve iyi yazılmış bir rol ile karşılarına çıkın.

Tabii ki onlara teklif edeceğiniz -kendi standartlarına göre komik gelecek- ücretlere gösterim kazançlarından pay ve benzeri bonuslar ekleyip sunabilirsiniz. Bunlar bütçeye yapım aşamasında direkt eklenen masraflar olmadığı için sizi yormaz ama film aktörüne kendi rolü ve filminin başarısı ile ilgili pay vermiş ve onu projenin içine dahil etmiş olursunuz. Artık film onun da filmidir! Aynı kural kamera arkası çalışanlar için de geçerlidir.

$1,500,000 bütçeli filminiz için bir stüdyonun starına $75,000 ücret ve kariyerini değiştirebilecek bir “başrol” teklifi ile gidin, cevabı belki de evet olacak.

6. Ağlayın

Bağımsız film yapımcılığındaki bir diğer kirli sır ise takımınızı oluştururken bütçenizin kısıtlı olması ve yetersizliği ile ilgili, takım arkadaşlarınıza göstereceğiniz samimiyetiniz ve gerektiğinde ağlamanızdır.

Onlara karşı olabildiğince şeffaf olun, hep gerçekleri konuşun ve proje ile ilgili müthiş şevkinizi, yeteneğiniz ile birlikte ama çektiğiniz parasal sıkıntınızı da onlarla paşlaşın. Takım arkadaşlarınıza hissettirmeniz gereken şu: Eğer gerçekten param olsaydı, size hepsini dağıtırdım, ama yok!

Menajeriniz veya ajansınız bunu hiç sevmeyecektir ama eğer kendinizi gösterebilecek bir proje sunarsanız size bu fırsatı verirler.

7. Heyecan ve merak yaratın

Eğer birine gidip sırf kafanızın içinde olan bir proje için para yatırmasını isterseniz, onlara proje hakkında boş laflardan daha fazlasını, daha elle tutulur bir şey, “bir özet” vermeniz gerekir. Bu bütçenize ve elinizde hazır olan paranın miktarına göre kısa bir film (Damien Chazelle’nin Whiplash projesini pazarladığı gibi) veya bir çizim kitabı olabilir. Ama önemli olan bu kısa film veya özetin projenin potansiyelini gösterecek nitelikte ve yeterlilikte olması…

Unutmayın elinizde hiçbir materyal olmaması kötü bir materyal olmasından iyidir.

Ve tabii ki bu projenizin özetinin finansörlere ve stüdyolara sunum ve pazarlama aşamasında konunun uzmanlarından yasal tavsiyeler ve görüşler alın. Proje sunum esnasında kendi fikrinizin tanıtımının yanında yatırımın ekonomik getirisi ile ilgili potansiyel yatırımcılara vereceğiniz yanlış veya yanıltıcı bilgiler sizi daha sonrasında kanun önünde çok zor durumda bırakabilir.

İyi şanslar…

Kaynak: indiewire