06.05.2016
Karakter Mutfağı: Xenia Sakinleri
Kasırga Sonrası Yeni Düzen ya da Pembe Tavşanın Peşinde
Öyle lafı dolandırmanın pek mümkün olmadığı, ne kadar dönüp dursak da sonunda hep aynı noktaya erişeceğimiz Karakter Mutfağı’nın bu haftaki konuk listesi bizi Güney Amerika eyaletlerinden Xenia – Ohio sakinleriyle buluşturuyor. 1997 tarihli Gummo’da Harmony Korine’i ilk yönetmenlik denemesinde izliyoruz.
Elimizi alnımıza dayayıp geçmişi şöyle azıcık yokladığımızda, bizi trafik ışığı ve polis arabası kavramının ilk olarak görüldüğü Amerika eyaletlerinden birinin öyküsüne taşıyan bu ironi kokan eyalet halkının, ironisinin temel mottosu da burada başlıyor: “Düzensiz bir yaşam biçimi çerçevesinde öne çıkan eğlence arayışı”.
Yer yer ‘yok artık’ deyişini sıklıkla dile getirmemize sebep olan öykünün karakterleri için kıyamet sonrası bir geleceğin sakinleri desek aslına bakarsınız abartmış olmayız.
Milenyum dönemi diye de tabir ettiğimiz geçiş yıllarının düşünürlerinden biri olarak kabul edeceğimiz Harmony Korine’nin bir eyalet dolusu kucakladığı çocukları, bir kasırga sonrasında bütün benlikleri ve yaşam stillerini de bu kasırga ile birlikte bilinmeyen bir döneme atmış gibidir. Çünkü; Korine’ye göre bu yaşam tarzının kapının önüne bırakılmasının başka bir nedeni olamaz. En gerçekçi haliyle bir sel, bir kasırga ya da herhangi bir doğal afetin yine en gerçekçi haliyle bu düzeni kökten değiştirmiş olması gerekir. Birlikte getirdiği ve çarçabuk kabul gören bu yeni kültürü benimseyenler bir anlamda içine girdikleri olguyu bir olgu karmaşası diye değil, ansızın gelen bir olay olarak nitelendirmekte ve olay adaptasyonunu alışılmış edimle yerine getirmekte. Ortaya yerleşen o değişim keskin bir viraj olarak yahut uzun vadeli bir atlayış olarak yaşam standartlarına girmemekte. Evet, bir şeyler değişti ama biz bunun öncülünü ya da ardılını deneyimlemedik ve bilmiyoruz. Sadece olanı olduğu gibi aldık ve sanki hep böyleymiş gibi düşünsel kalıbımıza yerleştirdik. Tıpkı en doğal haliyle, doğuştan gelen bir idrak ile. Bizi birbirimize bağlayan bir bağ olmadığı gibi yaşamsal akış içinde nerede durduğumuzu bilmenize ya da bilmemize hiç lüzum yok. Bir freak show izliyorsunuz; bizde bunun bir parçasıyız ve aslında en az sizde bizim gibi bu etkinliğin bir parçasısınız.
Hayatla olan kavgalarını bir oda dolusu insanın birbirlerini hep daha üst noktaya çekerek sandalye güreşi ile ortaya döktükleri bir kavga hali var karakterlerin doğasında. Amaç edindikleri bir odak neredeyse yok. Kısa vadede ulaşabilir olan ve deneyim noktasının ne olduğu merakıyla adımlarını atan Xenia sakinlerinin merakları arasında göğüslerini dolgun göstermek için çabalayan genç kadınlar, kedileri öldürüp Çin restoranlarına kilo başına pazarlayan çocuklar, elde edilen bu para ile Down sendromlu bir genç kadın ile birlikte olan ufak yaştaki çocuklar ve toplumsal normun alışılagelen kalıplarına sığmayan bu eylemlerin deneyimleme arzusunun sadece ve sadece ‘merak’ unsurundan ibaret olması.
“Amerikan Rüyasına” çocuklarıyla birlikte ağır bir tokat atan Korine, bu amaçsız maratona katılmaktan kendini alamayanlardan: “Tam burada doğdum, Xenia, Ohio’da; saçını erkek gibi kestiren lezbiyen bir ebenin yardımıyla. Annemin cildinde çatlaklar vardı; daire şeklinde çatlaklar. Karnının üzerinde bilye yuvarlardım. Annemin karnında, göbeğine isabet ettirdiğimde bana beş dolar verirdi. Kolunun yan tarafına isabet ettirdiğimde lanet kadın bana vururdu…”
https://www.youtube.com/watch?v=gtY_545-ST8