09.02.2017
Karanlığın Elli Tonu: Sıradaki Film Doksanlar Erotik Kuşağını Özleyenlere Gelsin
Çok Satan Romanın İkinci Filmi Sinemalarda
Çok okunan kitap serilerinden Grinin Elli Tonu’nun (Fifty Shades of Grey) sinemaya uyarlanmasından sonra sinema severlerin çoğunu tatmin edememişti. Ancak buna rağmen gerek merak unsurlarının fazlalığı, gerekse filmin hitap ettiği yaş aralığı baz alındığında hedef kitle olarak aradığı gişeyi yakalamıştı. Tabii bu kadar kar getiren bir projenin devamının çekilmemesi düşünülemezdi. Nihayetinde Anastasia ve Christian Grey’in hikâyesi, Karanlığın Elli Tonu (Fifty Shades Darker) ile kaldığı yerden devam ediyor.
İlk filmin sonunda, Anastasia (Dakota Johnson) sado mazo zevkleri olan Christian Grey (Jamie Dornan) ile yollarını ayırmıştı. Ancak Christian reddettiği ilişki yeminini daha fazla dayanamaz ve Anastasia için bozar. Çift bir yandan sadoz mazo eğilimleri eksik etmeden fırtınalı bir ilişkinin içine sürüklenirler. Fakat peşlerini entrikalar ve çeşitli sorunlarla çevrelenmiştir. Peki bu ikili bu buhranı sağ salim atlatabilecekler midir?
İlk filmin Razzie ödüllerinde bolca adaylık almasından sonra filmin parodi filmleri dahi yapıldı. Jamie Dornan’ın kadınlar açısından cazibesi dahi filmin dibe batırılmasından kurtaramamıştı. Lakin kitabın hayranları filmi sahiplenerek ikinci filmin de arkasında duracağının sinyallerini vermişti. Nitekim yeni filmin de gişe anlamında tatmin edici sonuçlar çıkaracağına dair kimsenin şüphesi yok. Peki film kalite olarak sınıf atlayabilecek miydi? Herkes bu soruyu kendine sormaya başladı.
Erotizm, Gerilime Baskın Geliyor
Yapımcılar ilk filmin yönetmeni Sam Taylor-Johnson’ın yerine hatırı sayılır gerilim filmlerine imza atmış James Foley’i getirdiler. Hatta üçüncü filmin yönetmenliğini de aynı kişiye teslim ederek yapımcılar, yönetmenlerine güvendiklerini gösterdiler. Ancak filmi izlediğinizde göreceğiniz üzere daha çok 90’lı yıllarda kaliteli işler çıkaran bir yönetmen olmasının da payını, bu filme yansıtarak Karanlığın Elli Tonu’na 90’lar havası kattığını söylemek mümkün diyebiliriz.
Doksanlarda çokça çekilen erotik gerilimlerin 2017 yılına taşınması sonucunda ne yazık ki birebir aynı tadın alınamamasına neden olmuş. Değişen dönemin koşulları ve izleyici portresinin farklılaşması sonucunda gerçekleştirilmek istenen projenin mayası tutmamış. Akabinde de karşımıza gerilimden çok erotik film kalmış.
Suni gerilim öğeleriyle etkisiz kılınan kimi sahneler inandırıcılıktan uzak yapısıyla anlamsızlaşmış. Filmi izledikten sonra geriye sadece salt erotik sahneler ve bir çiftin kendi aralarındaki münakaşaları kalıyor. Pembe dizi tadında ilerleyen kurgusu, klişe salvolarla Marquis de Sade’ın mezarında ters dönmesine vesile olmuş.
Zayıf Senaryo Filmi Taşıyamıyor
Filmin senaryosundaki zorlamalar, mantık hataları ve yer yer komikleşen dramaturji yüzünden film adeta nasıl senaryo yazılmamalı okul dersine dönmüş. Karakterler arasındaki diyalogların özensizliği ve mizansenlerdeki başarısızlıklar ciddiye almaktan uzak bir yapımın habercisi olurken, cüretkar sevişme sahneleri filmin odak noktasını oluşturmuş. Dolayısıyla da film hikâye anlamında yetersiz kalmış.
Filmin tanıtımlarında geçen daha karanlık ibaresi havada kalırken, ilk filme göre romans kısımlarının arttırılarak genç kızların aradığı içi boş ama arzu dolu filmin temeli oluşturulmuş. Christian Grey karakteri ilk filmde ıssız bir adamken, yeni filmde kadınların hayalindeki aşık adama dönüştürülmüş. Böylece aslında travmatik geçmişiyle karanlık yönünü gösteren adamdan eser kalmadığından, filmin çekiciliği de eriyip gitmiş.
Sonuç olarak ilkine göre daha iyi bir devam filmi gibi görünse de, aslında niteliksiz bir yapımla karşı karşıya kalıyoruz. Karakterlere karşı oluşturulan anti karakterlerin silikliği ve anlık gerilim yaratma sevdası, filmin zayıf karnı olarak yerini almış. Uzun zamandır bu ölçekte bütçesi olan bir erotik film çekilmediğinden dolayı, bu türe ilgi duranların gitmesi tavsiye edilir. Öteki yandan film bunun dışında beklentiyi karşılayamıyor. Kitabın fanatik hayranlarının dışında körü körüne filme ilgi göstermek yersizdir. Haftanın zayıf halkası diyebiliriz.