08.02.2024

May December: Gerçeğin Deşilmesi

Mithat DEMİR

Son olarak Carol ve Dark Waters filmleriyle sinemasının yapıtaşlarını özenle yerleştirmeye devam eden ve ismini daha büyük kitlelere duyuran Todd Haynes, geçtiğimiz haftalarda ülkemizde Bir Skandalın Peşinde (May December) ismiyle vizyona giren bir gerilim-dram filmiyle karşımıza çıktı.

Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışan May December, orta yaşlarında bir kadının yedinci sınıfa giden bir çocukla girdiği yasadışı ilişki sonucu kurdukları aileye dair gerçekleri deşerken, bu ailenin bir dönemini anlatan bir dizi projesinde ailenin annesi ve eşine hayat verecek oyuncu Elizabeth’in bu skandallarla dolu geçmişe sahip çiftin çevresine dair gözlemleri ve çıkarımlarını anlatıyor.

Gerilimle Bakışan Egolar

Natalie Portman’ın canlandırdığı oyuncu rolünde Elizabeth karakteri yer alırken filmin diğer güç dengesini ise Julianne Moore’un hayat verdiği Gracie karakteri oluşturuyor. Elizabeth ailenin içine girmektense onları dışarıdan inceliyor. Çok fazla bağ kurmadan ince ince Gracie’nin damarına basıp kaçmayı tercih ediyor. Bazı eylemleri Gracie’den habersiz gerçekleştiriyor. Soğukkanlılığı sürekli sıcak tutuyor.

Gerçeğin peşinde titizlikle giderken bunu sürekli Gracie’nin çevresinden yapıyor. Gracie’yi sürekli elinde bir uzun bir sopayla dürtüyor. Bunu hiç acelesi olmadan gerçekleştirmesi ise hayranlık uyandırıcı. Ama gelgelelim ki bu durum bir süre sonra Gracie’yi sömürmeye varan noktaya doğru geliyor. Burada da ana karakterimiz Elizabeth kendisini ele veriyor. Tüm kibri ve aşağılayıcı tavrı önümüze dökülüyor. Elizabeth’in dizide temsil edeceği gerçeklik taklit değil, gerçeğin kendisi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor ve korkutucu bir hal almaya başlıyor. (Bunu filmin sonunda görüyoruz zaten).

Gracie karakteri için filmin merkezi ağırlık noktasını oluşturuyor diyebiliriz. Geçmişte işlediği suçlardan ve yaptığı hatalardan hiçbir şekilde utanmadığını ya da üzülmediğini görsek de geceleri, gündüz bastırdığı duygularının ortaya çıktığına da şahit oluyoruz. Onun da asıl gücü de buradan geliyor sanırım. “Ne yaşadığım değil bunu nasıl gösterdiğim önemli.” felsefesiyle hareket ediyor. Dışarıya karşı özgüvenli, başı dik, mağrur; içeride ise oldukça kırılgan bir yapıda ve çocuk gibi ilgiye muhtaç birisi.

Elizabeth her ne kadar kendi başına ortalıkta dilediği gibi hareket etse de bulunduğu çevre Gracie’nin yazılı olmayan kurallarının geçtiği bir bölge. Elizabeth kendisine bir mesafe koymayı tercih etse de Gracie bu durumun kendisine fayda getirmeyeceğinden emin. Elizabeth’in de mesafe koymasının sebebi Gracie’nin karakterinin duygusuna değil yaşadıklarına dair izlenimler edinmek. Canlandıracağı karakterin duygularına erişip kendisinin suistimal edilmesinin ihtimali yüksek. Burada da yüksek egoların çarpışması ama birbirlerine katiyen değmemeleri oldukça kayda değer ve izlenesi…

Ahlakî Ders Verme Çabası Güdülmüyor

Filmin belki de en zavallı karakteri ise eski mağdur çocuk olan Gracie’nin eşi rolündeki Joe karakteri. Pasifliği, yürüyüşünden sarf ettiği sözcüklere kadar apaçık resmedilmiş. Joe, bulunduğu dünyaya sonradan yamanmış ve oldukça eğreti duran bir karakter. Adeta bir ruh gibi geziniyor. Filmde onun da iç dökmesini tüm samimiyetiyle görmek, yönetmen Todd Haynes’in hikâyeye yaklaşımında ne kadar incelikli ve tarafgirlikten uzak bir tutum sergilediğini gösteren önemli emarelerden.

May December, çok basit bir yöntemle oldukça didaktik bir anlatım ortaya koyabilirdi. Ama bunun yerine karakterlerini doğru ölçüp biçmiş. Hiçbirini bir teraziye koyup yargılamamıza izin vermeden, sadece üstüne düşünmemiz için gerekli doneleri yolun üzerine (olay örgüsüne) yerleştirip sadece gözlemlememizi istemiş. Bunun için de tansiyonu manipüle etmeden ve baş döndürmeden pürüzsüz ve keyifli bir iş çıkartmış.