29.05.2017
Mert Fırat: Hem Popüler Hem Bağımsız
Bazı sanatçılar halk arasında geçen sohbetlerde farklı yönleriyle konuşulur. Mert Fırat da bu sanatçılardan biri. Kimi insanlar için onun ses tonu, içi gülen gözleri ve yakışıklılığı ön planda, kimileri için ise güçlü kalemi ve iyi oyunculuğu… Banka reklamında ve dizilerde oynadığı için onu eleştirenler de var, toplumsal olaylarda fikrini cesurca söylediği için bağrına basan da. Bol gişe yapan filmlerde de görüyoruz onu, para bile almadan rol aldığı bir bağımsız işlerde de çıkıyor karşımıza. Bütün söylenenler bir tarafa Mert Fırat, üniversite kulüpleri aracılığıyla gençlerle iç içe, İşçi Film Festivali gibi etkinliklere verdiği destekle de emekçinin yanında. Belki de meseleye buradan bakarsak parlayan gözlerindeki güveni hissedeceğiz ve etkileyici ses tonuyla söylediklerinin samimiyetine içtenlikle inanacağız.
Fırat’ın bunun ötesinde bir başka yeteneği ise düşüncelerini yazıya dökebilmesi. Özellikle “Başka Dilde Aşk” ve “Atlıkarınca” filmlerinin senaryosunu yol arkadaşı İlksen Başarır ile yazan Mert Fırat, kaleminin gücünü hem ortaya çıkan filmlerle hem de kazandığı ödüllerle kanıtladı. Yine senaryosunu İlksen Başarır ile birlikte yazdıkları ve 6 Mart 2015’te vizyona gireceği duyurulan Bir Varmış Bir Yokmuş ile 2016’da çekmeyi planladıkları, Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna eserinden uyarlayacakları filmi, şimdiden büyük bir sabırsızlıkla bekliyoruz.
Mert Fırat’ın en büyük tutkusu belki de yukarıda bahsedilenlerin dışında tiyatro. Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi, Tiyatro Bölümü mezunu olan Mert Fırat, öğrencilik yıllarından itibaren aralıksız her yıl tiyatro yapıyor. Kadıköy’de 40 yıllık geçmişi olan Moda Sineması’nı, arkadaşlarıyla birlikte 2013 yılı Ekim ayında Moda Sahnesi’ne dönüştüren Mert Fırat, tiyatro oyunlarına burada devam ediyor. Moda Sahnesi, sadece tiyatro için değil; konser, dans gibi etkinliklere ev sahipliği yapıyor ve 46 kişilik sinema salonuyla da bağımsız filmlerin izlenebileceği bir kültür sanat merkezi işlevini görüyor. Böylece Mert Fırat, kendi yaşamında da iç içe geçen ve birbirleriyle beslenen sanat dallarını Moda Sahnesi’nde bir araya getiriyor.
Günümüzde sanatın ve sanatçıların durumu ortada. Sinema ve tiyatro salonları ya yıkılıyor ya da kapısına kilit vurularak kaderine terk ediliyor. Mert Fırat, işte bu “yeni Türkiye”de yazdığı iyi senaryolar ve gösterdiği başarılı performansların yanı sıra, Moda Sahnesi ile kültür-sanat hayatına verdiği desteği ve yaşadığımız dünyadaki sorunlarla ilgilenmesiyle, yitirmek üzere olduğumuz umudu yeniden canlandıran sanatçılardan biri olarak, iyi ki var.
Daha direneceğimiz nice güzel yıllara…