Modern Klasik: Good Will Hunting

Gus Van Sant’ın erken dönemdeki en iyi çalışmalarından biri olan Good Will Hunting, ilk gösteriminin üzerinden geçtiğimiz yaklaşık yirmi yıllık süreçte, insanlar tarafından tekrar tekrar izlenen ve birçok sinema dosyasına da konu olan klasik bir yapım haline geldi. Film, Robin Williams’a En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu; Matt Damon-Ben Affleck ikilisine de En İyi Senaryo kategorilerinde Oscar kazandırdı. Filmin itici gücünü de kazandığı bu ödüller etrafına örmemiz mümkün.

Diyaloglar Sinema Tarihine İz Bırakmış Durumda

Will kenar mahallede yaşayan, M.I.T’de hademelik yapan ve vaktini üç arkadaşı ile geçiren bir karakter olarak karşımızda. Bu dört arkadaş birbirlerine kardeşten de öte bağlılar. Toplum tarafından ‘serseri’ gençlik diye nitelendirilen bu gençleri, yaşıtı kadınlarla ilişki geliştirmeye çalışırken veya sokakta başkalarıyla kavga ederken görüyoruz. Genel tabloda 20’li yaşlarında amaçsız, başıboş dolaşan bir toplam resmediliyor. Will’in hademelik yaptığı üniversitedeki matematik öğretmeni Prof. Gerald Lembau’in sorduğu bir soruyu gizemli ve çok kısa bir süre içinde çözmesi ile filmin seyri değişiyor. Dahi olduğunu bu noktada öğrendiğimiz Will’in yukarıda tarif edilen hayattan sıyrılması, Prof. Gerald Lembau’ın ona ulaşması ile başlıyor. İnsanların aylarca ya da yıllarca çözmek için uğraştığı sorular, Will’in sadece birkaç dakikasını alıyor. Bu yeteneği keşfeden Prof. Lembau, Will’i kendi görüşü ölçüsünde hak ettiği yerlere doğru yönlendirmek istiyor. Bu noktada eski dostu terapist Sean Maguire’den yardım istiyor. Terapist Sean ile Will arasında başlayan görüşmelerle beraber ivmelenen Good Will Hunting, hayatın başındaki gençlere sorulan, ilerde ne yapmayı istiyorsun; sorusuna yanıt arıyor. Bu görüşmelerle paralel zamanda gerçekleşen Will’in aşk hayatında yaşadığı duygusallıkla da ön plana çıkıyor. Harvard’da okuyan kız arkadaşı Skylar ile olan ilişkisi, Will’in kendi hayatına dair yaptığı sorgulamanın en önemli parçası haline geliyor. Yaşamı boyunca mahallesinden dışarı çıkmayan, aynı çevre ile her gün benzer şekilde vakit geçiren, 20’li yaşının başında  ‘dahi’ olan bir gencin hayatla olan sınavı aslında, Good Will Hunting. ‘Dahi’ olmayı metafor olarak düşündüğümüzde insanların kariyer, aşk ve hayalleri üçgeninde seçime zorlayan sistemin, bizleri her noktadan baskılayıp, zorladığını hissediyoruz. Terapist’in sorduğu ‘‘Ne yapmak istiyorsun?’’ sorusuyla başlayan Will ördüğü duvarın yavaş yavaş çatlamasıyla beraber filmde aydınlanıyor.

Boston’lı yakın arkadaşlar Matt Damon ve Ben Affleck tarafından kaleme alınan Good Will Hunting, senaryosu ile adından söz ettiriyor. Film içinde geçen kimi diyaloglar sinema tarihine iz bırakmış durumda. 20’li yaşların ortalardaki iki genç sinemacıya Oscar’ı da kazandıran bu dil, oyuncuların bir başka yeteneğini de gözler önüne seriyor. Renklerin sadeliği, kamera kullanımının minimalliği ile de filmin anlatım yapısı senaryonun akışı üstüne oturuyor.

Good Will Hunting, gerçekçi dili sayesinde yaşama dair düşünmemizi sağlayan keyifli bir seyir olarak günümüzde halen güncelliğini korumayı başarıyor.