11.05.2016
Modern Klasikler: The Return
Andrey Zvyagintsev, ilk filmi The Return (Vozvrashchenie /2003 ) ile adını bütün dünyaya duyurdu. Venedik Film Festivali’nde büyük ödül olan Altın Aslan’ı alarak da başarısını taçlandırdı. Köklü ve güçlü bir geleneği olan Rus sineması ile Zvyagintsev’in bizleri 2000’ler sonrası yeniden tanıştırdığını söyleyebiliriz; The Return’ün de en etkileyici ilk filmlerden biri olduğunu.
Film, iki erkek kardeşin eve yıllar sonra dönen babalarıyla birlikte çıktıkları yolculuk esnasında yaşananları anlatıyor. Altı yaşındayken babası kaybolan yönetmenin, baba figürü bu kadar güçlü bir film yaratması tesadüf olmasa gerek. Rus sinemasında hakim olan ikonografi yapısı, The Return’de de güçlü şekilde hissediliyor. Babanın eve ilk geldiği sahnelerden itibaren göze çarpan bu yapı, filmin anlatım dilini ve görsel işleyişini belirleyen bir etkene dönüşüyor. Baba karakterinin uyurken kadraj içinde konumlandırılma şekli ya da çocukların babalarıyla ilgili araştırma yaptıkları sahnelerde gördüğümüz ‘Baba’ figürü; hep bir ikon olarak yansıtılıp, bir İsa figürü olarak tasvir ediliyor. Babalarıyla çıktıkları bu yolculukta Ivan ve Andrey kardeşler de kendi içsel dönüşümlerini yaşıyorlar. Onlar için çocuksu masumiyetlerinden arınıp, olgunluk evrelerine geçme dönemi oluyor, bu ‘büyüme’ yolculuğu. Filmin açılış sahnesinden, Baba ile olan yolculuk bölümlerinde de Ivan ve Andrey kardeşlerin aralarındaki zıtlaşmaları net bir biçimde görebiliyoruz. Bu durum, film ilerledikçe iktidarı/gücü temsil eden yapının değişim/dönüşüm noktalarını kavramamızı daha iyi sağlıyor.
Film, koyu mavi ve gri tonlarının yoğunluğuyla ilerlerken karakterlerle özdeşleşme kurmadan, karakterler arası yaşananlara dışarıdan bakan bir konumda oluyoruz. Yıllar sonra eve dönen babaya çocukların duyduğu özlem, sevgi, öfke gibi karışık ve bilinmez duyguların tonunu filmin bütününde de böylece yakalıyoruz. Filmin sinematografisindeki üst düzey teknik işçilikle beraber karakterlerin performanslarının da hayranlık uyandıracak seviyede olduğunu belirtmeliyiz.
Filmin matematiği içerisinde düşündüğümüz zaman, baba-oğul ilişkisini gördüğümüz son bölümün bağlanış şeklinin çok zekice olduğunu söyleyebiliriz. Bununla birlikte perdede akan son karedeki görüntülerle de film, bitimiyle beraber sizi düşünmeye itiyor. Tekrar tekrar izlemek istediğimiz ve özellikle insanı derinden sarsan sonu ile de The Return, bütünlüklü bir film olduğunu adeta ispatlıyor.