12.11.2018

Nokta – 103

Bohemian Rhapsody (2018)

Film maalesef paramparça. Açıkça ahlakçı bir tavrı da var. Örneğin Mercury zafer sarhoşluğu ile “hain gay”ler tarafından bir batağa sürüklenmiş, diğer grup arkadaşları heteroseksüel evli erkekler olduğu için hatasız kullar.

Freddie, para ile baştan çıkıyor ve grup arkadaşlarını satıyor. Sonra müthiş grup arkadaşları onu affediyor. Brian May muhakkak kayıt esnasında “soloyu ben yazdım” demek zorunda veya Freddie Deacon’a “Another One Bites The Dust” introsunu duyar duymaz “bunu sen mi yazdın?” demeli mesela…

Grubun diğer üyelerinin, ölmüş bir adamın arkasından: “Biz de buradayız kardeşim. Queen bugün Queen ise biz de emek verdik” samimiyetsizliğinden tiksinti duymamak çok zor.

Lakin tüm bunları göz ardı edip bu şarkıları beyazperde görmek, yalan olduğunu bile bile Freddie’nin müşkül durumuna üzülmek, O’nun büyüklüğünden kaynaklanıyor. Bunu filmlin yapımcısı da olan Queen’in diğer elemanları bile bozamıyor.

Live Aid’deki Freddie’nin gölgesi yeter.

Largo Winch (2008)

Türk dizilerinde babadan zengin asi çocuk tiplemesini karizmadan yoksun bir adam canlandırmış. Senaryo da bir öğle yemeği arasında yazılmış. Her yeri dökülüyor.

Largo Winch 2 (2011)

İlk filmden ileride olan tek husus aksiyon sahneleri. Biraz daha derli toplu olduğunu söyleyebilirim ancak yeterli olmaktan uzak. Geri kalan her konuda; oyunculuk, senaryo, sinematografi, koca bir geri adım. Sharon Stone’un anlamsız “seksiyim ben ha, haberiniz olsun” oyunculuğuna katlanmak da imkânsıza yakın.