Nokta – 38

Pan’s Labyrinth (2006)

Guillermo del Toro’nun Cronos (1993) ve The Devil’s Backbone (2001) ile birlikte en iyi filmi olduğuna katılıyorum ancak sinema tarihinin en iyileri arasında gösterilmesini de garipsiyorum. Alt metinle bir derdim yok ama alışıldık Del Toro yaldızının altını kazıdığınızda çıkan çocukça diyaloglardan tatmin değilim.

The Secret Life Of Walter Mitty (1947)

Bir “Danny Kaye yeteneklerini sergilesin” filminde Danny Kaye’in o kadar da yetenekli olmadığını anlamış olmam beni derinden yaraladı. En azından sıkıcı ve modası geçmiş bu film benim, Ben Stiller’lı yeniden çevrimin farklı bir yönde gitme cesaretini takdir etmemi sağladı.

Star Trek: Beyond (2016)

Simon Pegg’in senaryodaki imzası umut vermiş olsa da yönetmen koltuğundaki Justin Lin, Star Trek’i bir “Fast and Furious”a çevirmeyi başarmış.

Ne “Uzay gemisinde motosiklet bulmak” gibi elverişli çözümlere ne de “Müzik, müzik setinde dinlenir” gibi evrensel bir kuralı bozan bir filme daha fazla paye vermek istemiyorum.