26.08.2016

Nokta – 37

Ride The High Country

Ride The High Country (1962)

Western’lerin yavaş yavaş yok olduğu bir dönemde çıkıp gelen ve Sam Peckinpach‘ın ilk hiti olan Ride The High Country, çokça Unforgiven’ı (1992) anımsatıyor. “Zamana yenilmiş” iki kovboyun hikâyesini anlatan Sam, henüz olgunlaşıp kimliğini bulmamış olsa da,  türü inatla bir pazar sabahı eğlencesi olarak gören herkesin yolu bu müthiş filmle kesişmeli.

Üstelik Heat’teki (1995) Al Pacino ve Robert De Niro misali, burada da iki western efsanesini olan McCrea ve Scott‘ı, nihayet birlikte izliyoruz.

Junior Bonner

Junior Bonner (1972)

Junior Bonner‘a ”Sürekli Sam Peckinpach‘ın uzmanlık alanı olan ağır gösterim şiddetin yerini ağır gösterim toz toprağın aldığı bir rodeo filmi” demek biraz haksızlık olur.

Değişime direnmeyi bir araba ve dozeri karşı karşıya getirerek, baba ile oğulun kuşak farkını ikisinin arasından geçen bir trenle anlatarak derdini anlatan bir eseri küçümseyemem ancak filmin bütün olarak tabir-i caizse sönük. “Zamana yenilmiş” Junior Bonner‘ın öyküsü bende derin bir “Five Easy Pieces” seyretme isteği uyandırdı.

Bring Me The Head of Alfredo Garcia

Bring Me The Head of Alfredo Garcia (1974)

Tıpkı Junior Bonner gibi Bennie’de “zamana yenilmiş” bir karakter. Yukarıdaki iki filmin aksine bu kez yenilgiyi adım adım izliyoruz. Bir milyon dolar vaadiyle yola çıkan Bennie, bedel ödemeye başlayınca bu yenilgiye bizzat koşmayı tercih ediyor. Peckinpach için tam bir zafer.