14.11.2017

Nokta – 77 “Rooney Mara Özel”

The Secret Scripture (2016)

Jim Sheridan uzamanlık alanı olan politik sinemadan çıkarak büyük bir hata yapmış. Filmin en büyük sürprizi finali değil, 1.60’lık Rooney Mara’nın yaşlanınca 1.81’lik Vanessa Redgrave’e dönüşmesi. Sanırım bu cast tercihi, filmin üzerinde verilen emeğin büyüklüğünü anlamanıza yetecektir.

The Discovery (2017)

Ait oldukları türler farklı olsa da Rooney Mara özelinde birleşen The Secret Scripture ve The Discovery özünde aynı film. 90’lı yıllarda televizyon için çekilmiş gibi duran, seyircinin gözyaşı bezlerine oynamaya çalışırken samimiyeti ve inandırıcılığı unutan manipülatif vasatlık.

Una (2016)

Kendisi ile çocukken bir “ilişki” yaşayan adamın onu neden terk ettiğini anlamaya çalışan bir genç kadının öyküsü günümüzde sanat mecralarında daha sık karşımıza çıkan pedofili kavramına farklı bir bakış açısı getirmiş. Una’nın terk edilmişliğini ve yalnızlığını hissedebiliyorsunuz. Hapsolduğu ve ömrü boyunca atlatamayacağı derin yaralar ile seyirci de yüzleşiyor. Filmdeki deponun, gerçek hayattaki sosyal kovalamacanın metaforu olarak kullanılması fikri ise başka filmlerde çok sık göremediğimiz bir anlatı derinliği katıyor.

A Ghost Story (2017)

David Lowery, Ain’t Them Bodies Saints (2013) ile stil ve içeriği birleştirerek Heat’in (1995) aksiyon içermeyen bir duygudaşını perdeye taşımıştı.

Lowery, hak ettiği ilgiyi göremeyen ancak beni gelecek için umutlandıran bu yapımdan sonra, içine girmesi daha zor ve içerikten ziyade stili ön plana almış bir güzellik ile karşımızda. Eşini kaybeden bir kadın, kocasının hayaleti aşk, özlem, zaman gibi kavramların üzerinden geçerken kendine has bir dünya kurmayı da başarıyor. Tüm bu gizemli anlatının sürpriz bozanı olan bir karakterin varlığına katlanırsanız, eşsiz bir filmle karşı karşıya kalacaksınız.