20.11.2017
Nokta – 78
Slava (2016)
Slava yani “Zafer”, ülkenin en ünlü saat markalarından biri. İki genç yönetmen ile gösterim sonrasında konuşma fırsatı bulduğumda filmlerini çok beğendiğimi söyledim. Normalde ayıp olmasın diye yalandan öyle derim ancak bu film bana 80’li yıllarda komedi filmleri ile eleştirdiğimiz kendi bürokratik kokuşmuşluğumuzu anımsattı. Abartılı komediye sığınmadan olayın doğası ile durum komedisine dönen bu meseleyi tertemiz anlatabilmesi açısından takdir edilesi bir iş.
Konunun üzücü tarafı da bunları özgürce nasıl ifade ediyorsunuz dediğimde “Biraz dikkat etmeye çalışıyoruz ama çok büyük bir sorun olmuyor” diye cevap vermesi oldu. “Bizde böyle bir film çekilemez” diyemedim.
Thor: Ragnarok (2017)
Taika Waititi’nin komedi başyapıtı What We Do in the Shadows’un (2014) ardından, Marvel’ın “bağımsız filmler ile adını duyuran yetenekli yönetmenler”i işe almalıyım düsturundan payına düşeni aldı. İşin güzel tarafı Edgar Wright’ı Ant-Man’de durduran Marvel makinesi Taika’nın yaratıcılığını kullanmasına izin vermiş durumda. Bu da ortaya gayet keyifli bir film ortaya çıkartmış. Thor’un karakter yolculuğunda hiç keşfedilmemiş noktalardan geçerek temcit pilavı tadını nispeten yok etmeyi başarıyor.
Geostorm (2017)
Dean Devlin’in büyük ihtimalle ilk ve son yönetmenlik denemesi oldu. Hevesini almıştır. Arkadaşı Emmerich ile çevirip çevirip aynı filmi çekerken servetine servet katıyor olması canımı çok sıkıyor.
The Ottoman Lieutenant (2017)
Kariyerinde iyi bir filmi olmayan Joseph Ruben’ın Kurtlar Vadisi rejisini anımsatan yeni eseri Osmanlı subayı, karton karakterleri ve kötü senaryosu ile de çıtayı bir hayli düşürüyor. Ruben’ın riskli konusu yüzünden suya sabuna dokunmasını zaten beklemiyordum ancak sinemanın kendisine de dokunmamış.