30.01.2018
Nokta – 85
The Glass Castle (2017)
2013’ün en iyi bağımsız filmlerinden biri olan Short Term 12’ye imza atan Destin Daniel Cretton’ın Brie Larson ile yeniden bir araya geldiği film beklentilerin uzağında kalmış. Jeannette Walls’ın başarılı kitabının kötü bir uyarlaması olarak seyirci ile bir bağ kurmayı başaramıyor ve vasat bir Hollywood yapımı olarak kalıyor. Buna rağmen Bipolar Efektif Bozukluğu olduğunu tahmin ettiğim Woody Harrelson’ın canlandırdığı baba karakterini incelemek ilginç bir deneyim olabilir.
Brigsby Bear (2017)
Çocukken kaçırılıp, mücrim ailenin çocuğu olduğuna inandırılmış olan James’in öyküsü. İnandırıcılıktan uzak, ancak ilgi çekici bir yapısı var. Film, Room (2015)’u anımsatan bu çıkış noktasından kısa sürede depar atıp Be Kind Rewind (2008) sularına yelken açıyor. Bu konsept o zaman da komik değildi şimdi de değil. “İlk kez gerçek dünya ile karşılaşan esir” temasının komedi potansiyelini de bir kaç sahne dışında, yeteri kadar kullanamıyor. Yine de temel hedefi tutturup sıcak bir film yaratmayı başarmış gibiler. Geçmişi geride bırakmak ve büyümek üzerine söylemek istediğini de söylüyor.
The Meyerowitz Stories (New and Selected) (2017)
Noah Baumbach son yıllarda eski işlerini aratıyordu. Frances Ha’dan Woody Allen özentiliği sebebi ile nefret etmiştim. Tarzında bir değişiklik olmasa da burada kalbur üstü keyifli bir kusurlu aile komedisi yaratmayı başarmış. Asla bam telinize dokunmayacak belki ama güzel vakit geçirmeyi sağlayabilecek, izledikten sonra ise unutacağınız bir iş olmuş.