28.05.2017

ELEŞTİRİ: One On One

Bire Bir, lise öğrencisi bir kızın kaçırılıp, tecavüze uğramasının ardından öldürülmesini ve 7 kişinin öldürenlerden intikam almasını konu ediniyor. Cinayetin sebebi film boyunca bilinmezken, 7 kişinin, kim oldukları yaşantılarından aktarılan küçük birkaç sahne ile perdeye yansıyor ve genç kızla ilişkileri ise bilinmiyor. Kim Ki-Duk, “Bu film ülkem hakkında. Eğer kendinizi öldürülüyor gibi hissetmiyorsanız, bu filmi seyretmeyin” diyor ve film; doğru-yanlış, adalet-adaletsizlik, zengin olma-fakir olma zıtlıklarından beslenerek, ilerliyor.

Filmin başlarında anlatılan hikayedeki kişilerin kim oldukları bilinmediğinden, Bire Bir izleyenlerde merak uyandırıyor. Daha sonra her karakteri anlatmaya çalışan; ancak bunu yüzeysel aktaran yönetmen, izleyicinin hikayeye odaklanmasını ve girmesini zorlaştırıyor. Bu durum aynı zamanda, hikayenin doğallığını kaybetmesine neden oluyor. Filmde, cinayete ve intikama konsantre olacakken, bir yandan karakterlerin ait olduğu sınıflar ve kimlikler üzerinden sistem eleştirisi yapılıyor. Yönetmenin bireye ve topluma dair güçlü gözlemleri olduğunu hissediyoruz; fakat hikayenin bütünlüğünü zedeleyen bu anlatım nedeniyle filmden kopmalar yaşanıyor. Karşılıklı boş edebi diyalogların üstüne çıkamayan zorlama cümlerle birlikte kamera da Kim Ki-Duk’tan beklenmeyen kötülükte kullanıyor. Şiddetin filmlerde kullanılıp, gösterilmesi beni çok rahatsız eden bir durum değil; ancak şiddetin yeniden üretimi söz konusu olduğundan dolayı, belli şeyleri eleştiriyor da olsak bunun filmin bütününde nereye oturuyor, sorusunu sormamız gerekiyor.

Kim Ki-Duk, açıklamasında olduğu gibi izleyenleri rahatsız etmek ve gerçekleri sert biçimde dile getirmek istiyor; fakat hikayedeki kopukluk, şiddetin arınmaya dahi yardım eden bir güzellemesine dönüşüyor. Kim Ki-Duk’un favori yönetmenlerimden olmama durumu, “Moebius”ta bazı insanları derinden etkileyen şiddetin, bana izlerken komik gelmesi gibi Bire Bir’de de gereksiz olduğunu hissetmeme neden oluyor; ancak tabii ki filmlerden etkilenenler ve Kim Ki-Duk sevenler için durum farklı olabilir. Filmin belki de hoşuma giden tek yanı, intikamcıların giydikleri üniforma kostümlerinin başarısı ve çeşitliliği diyebilirim.

Genel olarak bakarsak Kim Ki-Duk, “İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış ve İlkbahar”, “Boş Ev” ve “Yay” gibi kaliteli, sevilen ve iz bırakan filmlerinin aksine onsekizinci kurmaca filmi Bire Bir’de teknik ve hikaye açıdan özensiz bir çalışma ortaya koyuyor.