29.05.2017
Point Break: Extreme Sporları Toplu Gösterimi
Yıllar 1991 yılını gösterdiğinde Kathryn Bigelow imzalı Point Break sinema piyasasında bomba gibi bir patlama yapmıştı. Aksiyon sineması adına, içerik ve görselliğin uç noktalarda seyrettiği ve seyrine doyum olmayan bir klasik ortaya çıkmıştı. Dönemin gözde oyuncularından Patrick Swayze’ın yanında Keanu Reeves adlı çaylak oyuncu eşlik etmişti. Tabii film dönemin nabzını iyi tutan bir olduğundan da hite dönüştü. Böylece genç Keanu Reeves de aksiyon filmlerinin unutulmaz oyuncusu haline geldi. Daha sonrasında yaptığı filmleri zaten biliyoruz.
Hollywood bu filmin başarısından memnun kalmış olacak ki, yirmi dört yıl aradan sonra filmin yeni nesillere aktarılması adına yeni bir filmin onayını verdi. Böylece Point Break yeni bir kadroyla izleyicilerin karşısına çıkıyor. Peki dönemin öne çıkan aksiyonlarından biri olan Point Break, remake versiyonuyla aranan başarıyı yakalayabilecek miydi? İşte bunun cevaplarını arayacağız.
Öncelikle filmin konusuna göz atalım. Johnny Utah (Luke Bracey) extreme sporlarla ilgilenen bir sporcudur. Başına gelen bir trajedinin ertesinde, sporu bırakıp FBI’ya girmeye karar verir. Ancak işler beklediği gibi gitmez ve her tür başarıyı elde etse de, FBI rozetini almak adına amirlerini etkileyemez. Extreme sporlar yapan bir grup soyguncunun ortaya çıkmasıyla beraber, Utah eski sporcu geçmişinden yararlanıp, bu adamların arasına sızmalıdır. Bu grubun başında bulunan Bodhi (Edgar Ramirez) ile yakınlaşarak bu adamların sırlarını öğrenmek artık onun elindedir.
Filmin konusu tanıdık geliyor öyle değil mi? Bunun en büyük nedeni, film zamanında öyle ses çıkardı ki, aksiyon piyasasının yönünü az da olsa değiştirmeyi başarabilmişti. Hatta şu an günümüzde çok bilinen ve neredeyse aksiyon klasiği haline gelen “Fast and Furious” serisi, “XxX” ve hatta bir grup Fransız aksiyon filmleri hep bu film yolundan giderek, kendilerine yol açarak sinemanın akılda kalan parçaları haline geldiler. İster istemez yeniden yapılacak bir film, gözünü para bürümüş Hollywood için kazançlı bir seçim olarak görünüyordu.
Yeni film görüntü yönetmenliğinden gelen yönetmen Ericson Core’a emanet edildi. Core filmin görsel anlamdaki planlamasını harika yaptığından film kusursuz görüntüleriyle, nefes kesici bir deneyime dönüşse de, Point Break filminin çıkış noktasını kaçırmış. Dönemin asi ruhu, özgürlükçü akımını; sığ bir senaryoya hapsederek, birkaç sahnede olan biteni diyaloglarla açıklayarak eski atmosferi yaratabileceğini düşünmüş. Ancak film yeni teknolojiyle büyüleyici aksiyon sahnelerine kavuşmanın dışında yeni bir gelişmeye nail olamamış.
Filmi izlerken sanki video paylaşım sitelerinden birinde extreme sporları toplu gösterisi izliyor hissi uyandırıyor. Bu görüntüler öne çıkartıldığında, verilmesi gereken gerilim yeterince verilemiyor ve heyecan düzeyi aksiyon sahnelerinde kısıtlı kalıyor. Ana karakter inandırıcılığını yitiriyor. Eski filmdeki Swayze ve Reeves uyumu, bu filmde Ramirez ile Bracey arasında kısmen yakalanıyor. Yazılan senaryonun bayağılığından mıdır bilinmez, iki karakterin ani yakınlığı filmin hikayesine yedirilemiyor. Bunun yerine sporcuların birbirlerine karşı hayranlıkları geriye kalıyor.
Filmin tek kadın karakteri Teresa Palmer’ın canlandırdığı Samsara ise filme bir kadın dahil etsek nasıl olur diye düşünüldüğünden senaryoya eklenmiş. Özellikle Samsara’nın ilk filmdeki Tyler gibi kendine has bir karakteri olmadığından, sadece seks figürü olarak kullanılmasına neden olmuş. Tyler karakterinin eski filmde Bodhi ile bir çatışması varken; bu filmde Samsara ile kurulamayan çatışma sonucunda, karakterin Utah’ın güzel oyuncağı olması dışında bir işlevinin olmadığı gerçeği ortaya çıkıyor.
Sonuç olarak iyi çekilmiş extreme sporları sahneleri dışında, vasat bir aksiyon filmi olmaktan öteye gidemeyen Point Break, çerez aksiyon filmi severlerin fazla kafasını yormadan izleyebilecekleri bir filme dönüşmüş. Bunun neticesinde de eski filmin gerisinde kalan bir remake yaratılmış. Zaman zaman akıllı tv spor kolajına evrilen film, beklentisiz gidilebilecek eğlenceli ama vasat bir film olarak vizyondaki yerini alıyor.