09.06.2017

Purge: Election Year – Politik Oyunlardan Arınma Gecesi

The Purge Election Year (3)

Hollywood’un küçük çaplı hitlere karşı tutumunu bilmeyen yoktur. Beklentiler düşük tutulduğundan dolayı bu küçük bütçeli seri filmler, adeta denize atılan olta gibidir. Hiç beklemediğiniz anda kocaman bir balığa sahip olursunuz. Purge serisi de küçük bir kıvılcımla başlayarak üçüncü filme kadar ilerleme şansı bulmuş bir seri olarak ilgiyi hak ediyor. Özellikle yarattığı özgün konsepti sonuna kadar kullanan yapım, kimi filmlerden esinlendiği söylense de, etrafında topladığı hatırı sayılır hayran kitlesiyle korku sinemasına şimdiden adını ezberletti. Serinin yeni halkası Türkiye vizyonuna Arınma Gecesi: Seçim Yılı adıyla dahil oluyor. Bakalım beklentileri her filmde yükselten seri, bu sefer ne durumda?

Serinin yeni halkasının konusunu kısaca şöyle özetleyebiliriz. İkinci filmde hayatta kalmayı başaran Leo Barnes (Frank Grillo), senatör Charlie Roan (Elizabeth Mitchell)’in güvenliğinin başındaki isimdir. Senatör Roan, seçime az kala bir oy geridedir ve seçim vaadi arınma gecesini sonlandırmaktır. Amerikan başkanının arınma gecesinde politikacıların dokunulmazlığını kaldırmasıyla beraber senatörün hayatı tehlikeye girer. Barnes, senatörün hayatını gece boyunca korumaya çalışırken, sokaklardaki katliamlar devam eder. Bakalım gece sonunda senatör hayatta kalabilecek midir?

Purge serisinin ilk filminde dar alanda can pazarını gözler önüne seren yönetmen James DeMonaco, ikinci film Anarchy’de şehirdeki geniş alanda hikayesini genişletmişti. Son film Election Year’da ise ilk iki filmi harmanlayarak bir karışımını yaratırken, filmin politik yüzünü öne çıkartmayı tercih etmiş. Bu yüzden de köşe kapmaca oyununa dönen film, devletin uyguladığı kirli politika ve kast sistemi odaklı zengin fakir eşitsizliğini daha yakından inceleme şansı bulunuyor.

The Purge Election Year (2)

Yan hikayeleri yüzeysel bir anlatımla geçen film, hikayeden çok konseptin daha öne çıktığı bir korku – aksiyon filmi olarak anılabilir. Özellikle ikinci filmdeki insan tiplemeleri ve buna odaklı olarak yaratılan maske tasarımlarıyla tekinsizliğin uçlarında gezinen yapım, bir anlamda izleyiciye rahatsız edici bir suçlu zevk hissi veriyordu. Renkli kötü karakterlerin varlığıyla filmin izlenebilirlik oranı ilk filme göre yüksek bir çıtaya ulaşmıştı.

Seçin Yılı’nda ise filmin politik yönünü bir kenara bıraktığımızda yeni buluşlardan biri olan cinayet turizmi konsepti, akıllarda yeni bir The Running Man’in çıkıp çıkmayacağı sorularını oluşturuyordu. Farklı milletlerden insanların katliamlara dahil olması sonucunda, korku filmi açısından renkli mizansenleri izlemeyi beklerken, film vaat ettiği eğlenceyi sınırlandırarak bu buluşu ayrıntı olarak filmde tutmayı tercih etmiş. Bu da filmin çıtayı bir gıdım indirmesine neden olmuş.

Sonuç olarak seriyi seven izleyicileri yine soluksuz bir macera bekliyor. İlk filmden daha iyi, ancak ikinci filmden daha geride bir yapım olarak serinin ortasına konumlandırılan bir film yaratılmış. Özellikle politik mesajlarıyla ve ABD başkanlık seçimine göndermeleriyle dikkati çeken senaryosu, olumlu yanlar barındırsa da vasat kalıyor. Nihayetinde Purge: Election Year, yeni bir filme kapı açan finaliyle serinin hayranlarını üzmeyecek bir film olarak nitelendirilebilir.