31.05.2015

Reese Witherspoon: İnişli Çıkışlı Bir Kariyer

   reese

Jean-Marc Vallée’nin Wild filmiyle 2006’dan sonra ikinci kez “En İyi Kadın Oyuncu Oscar”ına aday olan Reese Witherspoon’un bugün doğum günü. Otuz dokuz yaşındaki, on dört yıldır oyunculuk yapan aktrise doğum gününün de bahanesiyle biraz değinmek istedim.

1991 yılındaki The Man in The Moon filminde ilk rolünü alan Witherspoon’un oyunculuk kariyeri oldukça enteresan. 1998’deki Pleasantville filmiyle ilk kez adından bahsettiren aktris, daha sonrasında Cruel Intentions ve American Psycho’yla üstüne koyarak devam etti. 2000 – 2005 arası Legally Blonde filmlerinin de etkisiyle Romantik Komedi tarzı çerezlik filmlerde benzer rolleri sergiledi. Bu döngüden çıkışı ise Oscar’la oldu. Walk The Line filmindeki Johnny Cash’in karısı June Carter’ı canlandırdı ve ödül sezonunda tüm ödülleri süpürüp 2006 yılına damgasını vurdu.

Walk The Line’daki Oscar getiren performansından sonra benzer iddialı işlerde rol alması beklenirken Witherspoon yine birkaç sene “çerezlik Romantik Komedi” girdabına takıldı. Just Like Heaven, Penelope, Four Christmases, How Do You Know, Water for Elephants, This Means War… Üst üste gelen benzer özellikte projeler ve roller, her ne kadar çok farklı bir rol sayesinde Oscar’lı bir aktris olsa da oyuncunun “Rom-Com aktrisi” etiketi yemesini sağladı. Reese Witherspoon da bundan sıkılmış olacak ki 2012’de Mud filmiyle tekrar farklı karakterler canlandırmaya yöneldi. Bu sene başrolünde olduğu The Good Lie ve Oscar adaylığı getiren Wild’la da tekrar “çok yönlü aktris” imajına büründü.

Oscar adaylığına tepki gösteren çok insan oldu ama bu eleştirilerin nedeni Witherspoon’un oyunculuğundan çok Wild’in vasat bir filmden öteye geçememiş olması gösterilebilir. C.R.A.Z.Y. , Café de Flore, Dallas Buyers Club gibi ses getiren filmlerinden sonra Jean-Marc Vallée’nin Wild projesi açıklandığından beri herkes heyecanlı bir bekleyiş içine girmişti ki filmin senaryosunun arkasında da Nick Hornby vardı. Fakat Wild fazla flashbacklere takılması ve bir yol filmi için bile fazla durağan akışıyla bu beklentileri karşılayamadı. Hatta filme dair olumlu üç beş noktadan biri Witherspoon’un oyunculuğu denebilir.

Romantik Komedi aktrisliğinde de oldukça başarılı olsa da Witherspoon’u farklı rollerde görmek çok daha ilginç oluyor. Bakalım bu seferki Oscar adaylığından sonra kariyerinde nasıl bir yol izleyecek. İyi ki doğmuş.