25.06.2018
Renksiz Rüya: Çocuk Ruhunda Kalan İzler
Kaybetmekten Korkarsan Sevebilir misin ?
Mehmet Ali Konar ilk filmi Renksiz Rüya’da oldukça naif ve sade bir anlatım tarzı tercih etmiş. Daha açılış sahnesinden izleyiciyi filmin gerçeklerine hazırlıyor. İki binanın duvarları arasındaki küçük Mirza sıkışmışlığın ve bunalımlı bir ruh halinin habercisi. Bu görüntü Mirzanın kâbuslarından biri. Onun korkuyla uyanması gibi bir bunalmışlık duygusu izleyiciye geçiyor. Filmin senaryosunu da yazan Mehmet Ali Konar ,detaylarda dağılmadan tek bir temayı samimi bir dille anlatıyor. Film çoğunlukla ortam sesleri ile ilerliyor. Müzik kullanımı çok az yerde var. Bu da izleyicinin filmin duygusunu daha iyi anlamasını sağlıyor. Film ölümü, kaybetmeyi, hatta kaybetme korkusu ile sevememeyi bir çocuğun ruh haliyle anlatmasıyla İran sinemasının çocuk gözünden gerçekçi anlatımını hatırlatıyor.
Yaşananlar İz Bırakır
Annesinin ölümünün ardından içine kapanan Mirza gördüğü kötü rüyaların etkisinden muskalarla kurtulmaya çalışır. Evlerine bir süreliğine misafirliğe gelen ağbisinin arkadaşı Mir Ahmed ne kadar ona yaklaşmaya çalışsa da zihnindeki, duygularındaki kaybetme korkusu her an onu izler. Ama sonuçta Mirza henüz çocuktur. Çocukluğun saf dünyası korkularının önüne geçer. Mir Ahmed’i ona hediye ettiği bağlama ile dünyasına kabul eder.
Yüksek Sesle Haykır
Mir Ahmed, Mirza’ya yüksek sesle haykır diyor. Yönetmenin sesi filmi ile izleyiciye ulaşıyor. İzleyiciye korkularına kapılıp kendi küçük dünyana çekilme haykır diyor adeta. Filmde küçük Mirza evlerinin çatısında kendine güvenli bir alan yaratıyor. Şehri yukarıdan gören çatı onun korunaklı alanı. Sokaklar ise bitişik binaların arasında dar alanlar. Yönetmen anlatımında kelimelerin gücüne sığınmamış, az ama öz cümlelerle anlatmaktan çok hissettirerek ilerliyor film. Mehmet Ali Konar bu ilk filminde senaryoyu da kendisi yazarak zor olanı seçmiş. Yönetmenler ilk filmlerinde daha çok anlatmayı seçebiliyorlar ama Mehmet Ali Konar hikâye anlatımında karakterinin ruh durumunu net bir şekilde çizmiş. Anlatmayıp, anlattırmayıp, izleyicinin filmin duygusu ile baş başa kalması,düşünmesi için alan bırakmış. Her şey yerli yerinde ve dengeli anlatılmış.
Amatör Oyuncularla Oluşmuş Bağımsız Bir Yapım
Mehmet Ali Konar, Renksiz Rüya’da Bilal Bulut dışında amatör oyuncularla çalışmış. Oyuncular amatör olmalarına rağmen başarıyla rollerini yerine getiriyorlar. Özellikle Mirza’yı oynayan küçük oyuncu Civan Güney Tunç oldukça başarılı. Film yönetmenin daha önce yaptığı kısa filmi “Baba” gibi Zazaca çekilmiş, bağımsız bir yapım. Tamamen yönetmenin kendi olanakları ile oluşmuş. Baba filmini Bingöl’ün bir köyünde çekmişti. “Anne babam nerede?” sorusuyla başlayan film, bir Kürt kızı ile dul kalan annesinin dramını anlatıyordu. Renksiz Rüya’yı da Bingöl’de çekmek istemiş ama sonradan çekimler Diyarbakır’da Sur ilçesinin bir bölgesinde gerçekleşmiş. Meryem Ana Kilisesi’nin olduğu kısım henüz yerindeyken çok zor izin alarak bu bölgede filmini tamamlamış. Yönetmen seksen dakikalık filminde görsel olarak filmin duygusunu aktarmaya da önem vermiş. Bu yüzden filmin geçtiği mekânlar atmosfer oluşturmakta başarıyla seçilmiş. Mirzanın babasının sigara içerken dumanın havada dağılışında da sıkıntılı bir atmosfer yaratma kaygısını hissetmemek mümkün değil.
Filmin Bu Yıl Aldığı Ödüller
Renksiz Rüya, 29. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde En İyi Film, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu, Onat Kutlar En İyi Senaryo, En İyi Görüntü Yönetmeni, En İyi Özgün Müzik, SİYAD En İyi Film Ödülü olmak üzere altı dalda ödül aldı. Ayrıca 37.İstanbul Film Festivali’nde Ulusal Yarışma bölümünde mansiyon aldı.
Dileyelim çocuklar renkli rüyalar görsünler ve barış dolu dünyalara doğsunlar.