18.05.2017
Scare Campaign: Yeni Neslin Kanlı Gerçekliği
Avustralya’dan Yeni Bir Korku Örneği…
Korku sinemasının örnekleri farklı ülkelerden gelmeye devam ediyor. Zaman zaman korku örnekleriyle dikkat çeken Avustralya’dan son gelen film Scare Campaign ise ülkemizde Kanlı Oyun adı altında vizyona giriyor. Bilmiyorum, filmi getirenlere karışmak istemem ama isim olarak Kanlı Yayın ismi filme sanki daha uygun olabilirmiş. Çünkü filmde bir oyundan çok televizyon programı üzerinden bir hikaye anlatılıyor.
En iyisi filmin konusuna bakalım. Scare Campaign, insanlara korkunç şakalar yapmaya dayalı bir korku-şaka programıdır. Ancak programın reytingleri belli seviyeyi aşamadığından dolayı yönetim tarafından uyarı alırlar. Son programlarında en iyi işlerini çıkartmak zorundadırlar. Öte yandan internet üzerinden popülerleşen gerçeğe dayalı şiddet programları artmaktadır. Bu programların reytingleri çok yüksek olduğundan dolayı Scare Campaign programını tehdit unsuru olarak görülmektedir.
Televizyonun Yanıltıcılığına Dair Bir Toplum Eleştirisi
Ülkemizde de bir dönem Dream TV’de yayınlanan Scare Tactics adlı programın bir benzeri olan Scare Campaign belli ki benzer örneklerden ilham alınarak tasarlandı. Böyle bir programda işler gerçekten de karışırsa neler olur sorusunu soran yapım, genel anlamda bir toplum eleştirisi olmayı hedeflese de bu anlamda sınırlı nitelikler yüzünden vasat sınırında kalıyor.
Gençliğin artık televizyon programlarındansa internet üzerinden yayın yapan programlara ilgi gösterdiğini resmederek değişen teknoloji hakkında ipuçları veren yapım, bir anlamda yakın gelecekte yaşanabilecek aşırılıklar ve olasılıklar üzerinden hikâyesini şekillendiriyor. Geçmişte kotarılan “Fear Dot Com”, “Nerve” ve “Black Mirror” dizisinin bazı bölümleri gibi değişen alışkanlıkları ve popülerlik uğruna yeni neslin hiçbir hareketten kaçınmadığını vurgulayan filmler yapılmıştı. Scare Campaign de hafif bir dokunuşla bu vurguyu yaparken durumun altını mürekkebi bitmiş bir kalemle çiziyor.
Korku Kuralları Güncelleniyor
Korku janrı içinde bir anlamda teen-slasher türüne benzetebileceğimiz yapımın en büyük becerisi ise bu türün bir kuralını ters yüz etmesi diyebiliriz. Genelde kurbanlar genç kişiler tarafından seçilirken katiller ahlakçı bir tutumla yanlış giden bazı şeyleri kendi tarzlarıyla cezalandırma yönetimine başvururlardı. Tabii bu durum korku unsurlarıyla aslında toplum içinde haklı bir cezalandırma yöntemi olarak yorumlanmazdı.
İşte bu noktadan çıkarak Scare Campaign bu kuralları kendi bakış açısıyla yorumlayarak kurbanların gençler tarafından değil de yaşça gençlere göre büyük insanlar tarafından seçilmesini istemiş. Böylece teen-slasher adı altında anılan bu filmler bir anlamda adult-slasher’a dönüşmüş. Ufak da olsa bir yenilik içerdiğini varsayabiliriz. Ancak kurbanlar değişse de ahlakçı yapı yine yaşamını sürdürüyor. Bu sefer kurallarına göre oynamayan bir program ve çalışanları cezalandırılıyor. Halkı yanıltmakla ve gerçekleri göstermemekle suçluyorlar. Adalet arayışı da buna paralel olarak kanlı oluyor.
Sonuç olarak hikaye anlamında çok özgün olmasa da günümüz çağına bakış açısıyla ilgi çekici bir korku filmi olmayı başaran Scare Campaign, ne kadar başarılı yanları olsa da klişelere boğulan hamleleriyle vasatlık seviyesinde yer almak dışında bir parlaklık gösteremiyor. Hele ki son birkaç senedir hit korku filmlerinin düzeyi gittikçe çıtayı arttırdığı bir dönemde, bu tip bir korku filmi ancak vakit geçirmelik sığ bir eğlence arayışına denk geliyor. Zayıf programlı bir haftada Cairnes kardeşler imzalı bu korku filmini deneyebilirsiniz.