15.06.2016

Senden Önce Ben: Hayata Tutunma Kılavuzu

senden önce ben

Hollywood popüler kitap uyarlamalarına devam ediyor. Yönetmenliğini İngiltere’de izlenme rekorları kıran dizilerinden Call the Midwife’ın yönetmenlerinden Thea Sharrock’e emanet ederek Senden Önce Ben (Me Before You) filmini emanet ederek izleyiciyle buluşuyor. Başrollerini Game of Thrones dizisinin yıldızı parlamaya devam eden Emilia Clarke ve Hunger Games’tan birçok insanın sevgilisi haline gelen genç oyuncu Sam Claflin paylaşıyor. Film daha çok romantik dramları sever üzerine konumlandırılmış.

Filmin konusunu kısaca şöyle özetleyebiliriz. Will Traynor (Sam Claflin) başarılı, sportif, zengin geleceği parlak bir gençtir. Ancak bir trafik kazası sonucunda felç geçirerek kolları ve bacaklarından mahrum kalır. Hayattan umudunu kesen bu adamın yardımına işe yeni alınan hayat dolu bir genç kadın Lou Clark’ın (Emilia Clarke) girmesiyle aralarındaki iletişim sayesinde romantizm ortaya çıkar. Bu sıra dışı dostluk ve aşk hikâyesinin sonuçları neler olacaktır?

Geçtiğimiz yıllarda vizyonda başarı elde eden The Fault in Our Stars’ın yolundan giden bu romantik dram, hayatın kıyısındaki bir adamın hayatla mücadelesi sırasındaki ilişkiye odaklanır. Konu itibariyle çok da yenilikçi olmayan film, bir anlamda Fault in Our Stars ile Bucket List kırması olarak seyircilerin beğenisine sunuldu.

ME BEFORE YOU

Filmin bir numaralı odak noktası olan Emilia Clarke, ondan görmeye alışık olmadığımız kendine has bir karaktere hayat verirken, enerjisiyle filmi ayakta tutmaya çalışıyor. Clarke’un bol mimik ve jestleriyle hayat verdiği karakter yer yer yapmacık dursa da, sevimliliğiyle bu handikapı aşmayı başarıyor. Bu performansın yardımıyla film akıcı kılınmayı başardığından, 110 dakikalık süresini pek hissetmiyorsunuz. Bunun neticesinde de romantik sularda yüzülen film, özellikle kadın izleyicilerin gözyaşlarına oynuyor.

Filmin belki de en tartışılacak noktası, ötenazi kavramını gereklilik olarak göstermesi olduğu söylenebilir. Travmatik bir konu üzerinden mizah tonunu yükselterek, kendi içinde dramasının içine monte etmeye çalışıyor. Bu aşamada genel seyirci açısından bakarsak, Clarke ile Claflin’in kimyası her ne kadar uyuşsa da, ortaya çıkartılmak istenen duygusal dışvurum konusunda çuvalladığı söylenebilir.

Sonuç olarak oyuncu performanları bakımından tatmin edici olsa da, romantik film severler için zorlayıcı bir deneyime dönüşüyor. Belli açılardan yer yer duygu sömürüsüne evrilebilen bir konuya sahip olması da filmin belki de en büyük sıkıntısı diyebiliriz. Ağlamayı seven izleyiciler için Me Before You iyi bir seçenek olarak gözüküyor.